65 Yaşından Sonra Işıltılı Bir Hayat! Colonel Sanders ve İlham Veren Hayat Hikâyesi

Herkesin aslında bir hayat hikâyesi vardır. Ancak herkesin hayat hikâyesi altına imza atılacak türden değildir. Bazı insanların yaşamı gelecek birçok nesil için ilham kaynağıdır. Colonel Sanders da onlardan birisi. Bu tonton albayın hikâyesine gelin birlikte göz atalım.
Colonel Sanders ’ın yaşamı çok da güzel başlamadı aslında. Henüz çocukluğunu bile yaşayamadan 5 yaşlarındayken babası bu hayatta onu yalnız bıraktı. Babasını kaybetmek çok da parlak bir çocukluk geçirememesine sebep oldu. 16 yaşına geldiğinde okul hayatından bir daha dönmemek üzere ayrıldı. Para kazanması gerekiyordu ve iş hayatına trenlerde kondüktörlük yaparak başladı. Evlendi, çocukları oldu ama işler pek de istediği gibi gitmedi. Eşi çocuklarını da yanına alarak Colonel Sanders ’ın terk etti. Çalışma hayatı aşçılık ve bulaşıkçılık arasında gidip geldi. Sıradan bir hayat süren Sanders kıt kanaat geçinerek sürdürdüğü hayatında 65 yaşında emekliye ayrıldı.
Emekli olduğunda aldığı ilk maaşın azlığı hayattan bir kez daha soğumasına sebep oldu. Zaten bu yaşına kadar pek de iyi standartta bir hayatı olduğu söylenemezdi. Öyleyse neden bu hayata devam etmeliydi ki? Bir vasiyet yazıp yaşamına son vermeye karar verdi. Bir ağaç altında vasiyetini hazırlarken hayatı bir kez daha sorgulama fırsatı verdi kendisine. Aslında bugüne kadar yapmak istediği hiçbir şeyi yapmamıştın henüz. Oysaki aşçılık da hiç de fena sayılmazdı. Yaptığı yemeklere bakılırsa gerçekten de başarılıydı. Vasiyetini yırtıp her şeye yeniden başlamaya karar verdi.
Kendi özel tarifinden tavuklar hazırlayıp onları satacaktı. Ama neredeyse hiç sermayesi yoktu. Bir arkadaşından bir miktar borç alarak az bir miktar kendi tarifinden hazırladı. Bir işletmesi olmadığı için komşularının kapılarına giderek satmaya başladı. Bir süre sonra hayalleri için bunun da yeterli olmadığını anladı. Tek tek bıkıp usanmadan restoranları gezerek tarifini onlara satmaya çalıştı. Ama işler pek de umduğu gibi gitmeyecekti. Vazgeçmeden gezmeye devam etti. Ta ki 1009. kapısını çaldığı restoran Colonel Sanders ‘ın tarifini kabul edene kadar. Hırsı ve kararlılığı sayesinde sonunda tavuk tarifini uygulayacak birileri çıkmıştı.

Restoran ile yaptığı anlaşmaya göre Sanders satın alınan her tavuktan pay alacaktı. Başlangıç için hiç de fena sayılmazdı. Tavuk başına 5 sent ödeme yapılacaktı. Hiç düşünmeden bu teklifi kabul etti. Hazırladığı tarifin zaman geçtikçe beğenileceğini tahmin ediyordu. Tahmin ettiği gibi de oldu. Her geçen gün siparişler artarak katlandı. Colonel Sanders ‘ın tarifi artık neredeyse herkesin tatmak isteyeceği bir lezzet haline gelmişti. 1960’lı yıllara gelindiğinde Sanders artık bir dünya markasıydı. Amerika’da yüzlerce restorana franchise veren zengin bir adamdı.
Sadece birkaç yıl içerisinde KFC zirvede herkes tarafından tanınan bir marka haline gelmişti. Dünya markası olan şirketi bir süre sonra satmak isteyecekti. Şirkete talip olan yatırımcı John Brown Jr. 2 milyon dolara şirketin sahibi olmuştu. Reklam logosunda kendi resmi kalmaya devam edecekti. Onun fotoğrafının olmadığı bir tabela düşünülemezdi. Sadece reklam logosunda kalması şartıyla kendisine her yıl 250.000 dolar ödeme yapılacaktı. Sadece tabelada bıraktığı sevimli yüzü ile servetine servet katmaya devam edecekti. İntihar etmekten son anda vazgeçerek geldiği noktaya bakılırsa mükemmel işler başarmıştı.
90 yaşında vefat ettiğinde adından çokça söz ettirecek bir başarı hikâyesi ile hatırı sayılır miktarda bir servet bıraktı. Hâlâ da tonton beyaz sakalı ile reklam levhasından bizi seyretmeye devam ediyor. Sanırım çok uzun yıllar da orada olmaya devam edecek gibi gözüküyor.
Bu içerik de ilginizi çekebilir:Güzel ve Sağlıklı Bir Cilt İçin 10 Cilt Bakımı Tüyosu