Parmenides’in Hayatı, Felsefesi, Şiiri
Parmenides’in MÖ 515-510 yılları arasında doğduğu kabul edilir. Babasının adı Pyres’tir. [ Kirk ve Raven(7) ]
Ksenophanes‘in öğrencisiydi. Fakat Parmenides’i asıl etkileyen Diochaetas’ın oğlu Pythagorasçı Ameinias’tır. Ameinias fakir fakar değerli bir insandı. Bu kişi, Parmenides’in felsefeye girmesini sağladı. Bir filozof gibi yaşamasını öğretti. Parmenides şöhretli ve zengin olunca ona bir türbe yaptırdı. [ Leartibus(8) ]
Parmenides aktif politikaya da girdi. Ela şehri için yasalar yaptı. Elealılar, her yıl onun yasalarına uyacaklarına yemin ederdi. [ Guthrie(9) ] Platon(10), Parmenides adlı diyaloğunda, Parmenides ile Sokrates’in bir araya geldiğini söyler ve bu toplantıyı şöyle anlatır:
” (…) Parmenides iyice yaşlanmış, saçları iyice aklaşmış. Ama oldukça zinde, yakışıklıymış, yaşı da altmış beşin üzerindeymiş. Zenon ise kırkına yakın, boylu poslu, şık giyimliymiş. Kentin dışında Pythodoros’un evinde konaklamışlar. Sokrates ile birlikte Zenon’un okuyacağı yapıtı merak eden pek çok kişi de gelmiş ortaya, çünkü ikisi de ilk kez o zaman oraya geliyorlarmış. Sokrates o sıralarda oldukça gençmiş. Parmenides dışarıda iken yapıtı Zenon okumuş. “
Kaynakça
(7) Kırk, G. S.. – RAVEN J.E., The Presocratic Philosophers, Cambridge University Press, 1976.
(8) Leartius, D., Lives of Eminent Philosophers, Harvard Uni. Press, 1970.
(9) Guthrie, W. K . C., A history of Greek Philosophy, Vol. II. Cambridge University Press, 1974
(10) Platon, Parmenides, Ara Yayıncılık, 1989.
Parmenides’in Felsefesi
Parmenides‘in felsefesini doğrudan tanımak için iki kaynağa başvurulabilir. Kaynaklardan birisi Parmenides’in şiiridir. Diğer kaynak Platon’un Parmenides isimli diyaloğudur. Şüphesiz, bu diyalogta anlatılan toplantı gerçek bir toplantıdır. Fakat bu esede Parmenides’e atfedilen görüşler onun orijinal görüşleri değildir, Bunlar, Platon’un kendi teorisinin Eleacı görüşle eleştirisidir. Platon, bu yolla iki teori arasındaki uyumu ortaya koymak istemişti. [ Freeman(11) ]
Asıl kaynak Parmenides’in şiiridir. Parmenides, felsefesini nazımla açıklayan ilk filozoftur. Şiiri Simplicius’a, yani yazıldığından bin yıl sonraya ulaştı. [Burnet (12)] Önemli kısımları günümüze ulaşmış bu şiir Kranz’ın (13) Suad Y. Baydur tarafından Türkçeye çevrilen “Antik Felsefe “ isimli eserinde yer alır.
Kaynakça
(11) Freeman, K, Pre-Socratic Philosophers, Blackwell, 1966.
(12) Burnet, J., Early Greek Philosophy, A. C. Black Ltd., 1975.
(13) Kranz, W., Antik Felsefe, Sosyal yayınları, 1984.
Parmenides’in Şiiri
Nesnelerin yaratılışı üzerine
Beni taşıyan kısraklar canımın istediği kadar
Götürüyorlardı, beni bu ünlü yola koyduktan sonra
Daimon kadınlar, bilge kişiyi kentleri aşırıp götüren
Burada gidiyordum; bu yolda taşıdılar beni uslu atlar
Arabayı çekerek, kızlar da yol gösterdiler.
Dingil yuvalarda kaval sesi çıkarıyordu
Kızarak- çift tekelerk kasırgasıyla itiliyordu
İki yandan -, acele ettikçe yoldaşlıkta
Güneş kızları, gecenin evlerini öne bırakan,
Işığa doğru, atarak başlarından örtüleri elleriyle,
Oradadır kapısı geceyle gündüzün yollarının,
Pervaz ve taş eşik iki yandan tutuyor onu;
Aitherde olan kapıyı büyük kanatlar dolduruyor;
Bol cezalı adaletin elindedir değişen kilitler.
Konuşarak onu kızlar yumuşak sözlerle
Kandırıyorlar ustaca, kendilerine dilli sürgüyü
Bir anda itmeye kapıdan. Açılıyordu ağzına kadar
Kanatlar, kapının uçmasıyla tunçtan mihverleri
Yataklarında değişe değişe döndürerek
Çengeller ve kamalarla tutturulmuş olan; imdi bu kapıdan
Doğdoğru sürdüler kızlar yol boyunca arabayla atları.
Ve beni Tanrıça dostça karşıladı, sağ elimi
Sağıyla tuttu, şöyle söz söyleyerek bana dedi:
Ey dekikanlı! Ölümsüz sürücülere yoldaş olarak,
Seni taşıyan atlarla buraya ulaşan sana
Selam! Çünkü kötü bir kader değil sana yaptıran
Bu yolu -insanların dolaştıklarının dışında bu çünkü-,
Tanrı kanunu ile hak. İmdi senin her şeyi öğrenmen gerek:
Hem doğruluğun iyice-yuvarlak sarsılmaz yüreğini
Hem de ölümlülerin öyle-sanışlarını, gerçek güven olmayan
Fakat yine de bunları da öğreneceksin, öyle görünenlerin
Nasıl denenir -inanılırca var -olması gerekli büsbütün gerçekten her şeyden.
Haydi bakalım, ben söyleyeceğim – sende can kulağıyla dinle-
Hangi araştırma yollarının düşünüleceğini yanlız:
Biri var-olmanın olduğu, var-olmamanın olmadığıdır.
Bu inandırma yoludur- doğruluğun ardından yürür çünkü-
Hiç bulunmaz olduğunu söylüyorum sana bu patikanın;
Ne tanıyabilirdin var-olmayanı çünkü- yapılamaz çünkü bu-
Ne de bildirebilirsin; aynı şeydir çünkü düşünmekle var-olmak
Ortaklaşa toplu bir şeydir benim için
Nereden başlasam; oraya geleceğim yine çünkü zira.
Bak aklınla bulunmayanın nasıl yine de akılla orada olduğunu sağlamca.
Kesmeyecek çünkü var-olanın var-olana bağlanmasını,
Ne düzen boyunca her yanda her biçimde ayrılacak
Ne de bir araya toplanacak şekilde,
Söylemek ve düşünmek gerek var-olan’ın olduğunu; var-olmak.
Hiç ise yoktur; bunları düşünmeni istiyorum.
Seni uzaklaştırdığım ilk araştırma yolu budur işte.
Fakat sonra bir de hiç bir şey bilmeyen ölümlülerin
Sandıkları yol var, iki-başlıların; çaresizlik yönetir çünkü
Gögüslerindeki sallanan düşünüşü, sürüklenir giderlerHem dilsiz hem körler, şaşkınlar, kararsız kişiler.
Var-olmakla- olmamayı aynı şey sananlar
Hem de aynı şey değil- onlarca geriye-döner her şeyin yolu.Hakkından gelinemez hiç şu var-olmayanın var olduğunun
Sen bu araştırma yolundan uzak tut düşünceni,
Çok-denemiş alışkanlık bu yola itip sürmesin seni.
Kullanma bakışsız gözü, uğuldayan kulağı
Ve dili, logosla bağla, karaya çok-kavgalı kanıtı
Benim anlattığımı. Yanlız bir yolun anlatışı
Kalıyor daha, oda varlığın; vardır bu yolda
Pek çok işaret, çünkü doğmamış olduğundan yok-olmazdır da,Yapısı bütündür, sarılmaz ve hedefsizdir.
Ne bir kere var idi ne de olacaktır, şimdi bir bütün var çünkü.Bir- olan, toplu-şey. Nasıl bir doğuş bulacaksın ona?
Nasıl nereden, yetişmiştir? bırakmayacağım var-olmayandanSöz etmeye ne de düşünmeye seni; söylenemez düşünülemez çünkü
Var-olmadığı. Nasıl bir gereklik zorlamış ola onu.
Sonradan yahut önceden hiçten başlayarak doğmağa?
Böylece ya büsbütün olması gerek yahut olmaması.
Hem de var-olmayandan bırakmaz inanma gücü
Kendinden ayrı bir şeyin doğmasını. Bundan ötürü doğmağıNe de ölmeği Dike salıvermedi gevşeterek köstekleri,
Aksine germekte. Bunların kararı şunda gizli:
Vardır yahut var değil. İmdi karar verildi, bu bir zorunluluk,Bu kıyıya atmaya düşünülemez söylenemez olan yol- hakikisi
Ben değil çünkü-, ötekinin var ve gerçek olduğuna.
Nasıl yok olabilir var- olan öyleyse? Nasıl doğabilir?
Doğduysa var değildir, ilerde doğacaksa da öyle.
Böylece doğuş sönmüştür ve ölüm yok olmuştur
Bölünmezdir de hep bir-cins olduğundan,
Burada biraz daha çok da değil- bu onu engellerdi toplu olmaktan-Burada biraz daha zaif de değil, bütün doludur var-olanla,
Bu yüzden bütün topludur; var-olan var-olana bitişir zira.Fakat kımıldamaz koca bağların sınırları içinde
Başlamaz dinmez, çünkü doğma ve göçme
Pek uzaklara atılmıştır, gerçek inanıştır onu süren.
Aynı şey olarak aynı şey içinde kalarak kendi kendine yatar.Böylece sapasağlam yerinde durur, güçlü zorunluluk
Sınırın bağlarında tutar, onu çepeçevre saran sınırın
Çünkü sonsuz olamaz var-olan Tanrı kanunu gereğince;
İhitayaçsızdır çünkü, her yandan muhtaç olur böyle olmasa.Aynı şeydir düşünmekle var-olma düşüncesi
Çünkü içinde söylenmiş olarak bulunduğu var-olansızü
Bulamazsın düşünmeyi. Değildir ve olmayacaktır çünkü
Başka şey var-olanın dışında, çünkü Kader bağlamıştır
Bütün ve hareketsiz olmağa. Bu yüzden hepsi ad olacak
İnsanların koyduklarının, gerçek olduğuna inanarak:
” Meydana-gelmek ” de ” yok olmak “da, var-olmak da olmamak da,
Yer değiştirmek ve parlayan rengi başkalaştırmak da.
Fakat son bir sınır olduğundan bütünleşmiştir.
Her yandan, iyice tekerlek bir küre yığını gibi,
Ortadan dışa her yanda bir ağırlıkta. Çünkü ne daha büyük
Ne de daha zayıf olmaması zorunda burada yahut orada.
Bir cins olana ne de burada daha çok varolanın
Burada daha az olabilmesi varolandan, bütün dokunulmamış olduğundanKendine her yanda eşit, aynı şekilde sınırlara dayanır.
Burada senin için kesiyorum güvenilir sözü ve düşünceyi
Doğrulukla ilgili. Öyle-sanışlarını bundan sonra insanların
Öğren, sözlerimin aldatıcı düzenini dinleyerek.
İki şekilde adlandırmakta karar kıldılar düşünceleri
Bunlardan biri olmamalıydı, burada yanıldılar
Karşıtlara böldüler şekli ve alâmetlerini ayırdılar
Birbirinden, buraya alevin aitherli ateşini
Yumuşak, pek hafif, kendiyle her yandan bir-olanı,
Başkasıyla bir-olmayanı koyarak, fakat öteki de kendi kendineKarşı yandaki ışıksız gece, koyu bir şekil ve ağır.
Bu evren-düzenini gerçeğe benzer şekilde her şeyiyle bildiriyorum ben sanaHiçbir vakit ölümlülerin herhangi bir düşüncesi seni geçmesin diye.
Bütün şeylere ışık ve gece adı verildikte
Ve kuvvetlerine göre olan şeylerle bunlar ve şunlar adlandırıltaBütün ( evren ) doludur aynı zamanda ışık ve görünmez gece ile
Her ikisi de eşit olan yoktur çünkü ikisinden biri içinde olmayan.
Bileceksin şimdi aither-varlığı ve aitherdeki bütün
Yıldızları ve saf, parlak güneş-çırasının
Kavurucu işlerini ve nereden meydana geldiklerini,
Dönüp-dolaşan işlerini de öğreneceksin tekerlek gözlü ayınYaratılışını da, bileceksin çepeçevre kavran göğü de
Nereden çıktığını ve nasıl onu götürüp bağladığını zorunluluğunSınırları tutmağa yıldızların
( Söyleyeyim sana şimdi ) nasıl yeryüzü, güneş ve ay
Ortaklaşa aither de, samanyolu ve gök,
En dışta bulunan, ve yıldızların sıcak gücü çabalıyordu
Meydana- gelmek için.
En baştaki olarak Tanrıların Eros’u düşünüp buldu…
( Ay ) gece parlayan, yeryüzü çevresinde dolaşan yabancı ışık…
Hep gözleyen güneşin ışınlarını,
Yeryüzü… kökü suda.
Nasılsa herkesteki karışı öğelerin
Öylece akıl insanların yanında durur, aynı şeydir
Çünkü düşünen şey öğelerin yaratılışı, insanlarda
Hepsinde ve her birinde: düşüncedir daha çoğu ( ışığın yahut karanlığın )Böylece meydna geldiler bunlar öyle- sanışa göre ve vardılar
Ve ilerde bundan böyle büyüyerek sona erecekler.
Bunlar ad taktılar insanlar, bir işaret her birine.