Yazıda Neler Var?
Cemiyet hayatının en celebrity isimlerinden biri olmasına rağmen, gözlerden ve kameralardan mümkün mertebe uzak durmayı tercih eden Nevbahar Koç, benim hem stilini hem de makyaj tarzını çok beğendiğim ve son derece de özgün bulduğum isimlerden biri… Bu sebeple kozmetik sektörüne gireceğini duyduğumda gerçekten heyecanlandığımı itiraf etmeliyim. Heyecanımı sizlerle de paylaşmak için sabırsızlanıyor ve sizleri hem Nevbahar Koç’un stiline hem de markasının detaylarına dair VIP bir uçuşa çıkarıyorum…
Nevbahar Koç Kimdir?
Tam bir Yengeç dişisi olan Nevbahar Koç, 1974 İstanbul doğumlu. 1970 Güzellik Kraliçesi tacını almaya hak kazanan Afet Tuğbay ile yapımcı, yönetmen ve senarist olan Turgut Demirağ’ın kızı olarak dünyaya gelen ve estetik duygusu adeta DNA’larına işlenmiş olan Koç; bu yüzdendir ki sanatla üst düzey bir ilişkiye sahip. Ayrıca unutmadan kardeşinin de ünlü müzisyen Melike Demirağ olduğunu belirtelim.
Tüm eğitim hayatını yurt dışında geçiren ve eşi Ali Koç’la da ilk tanışıklığının bu zamanlara denk geldiği rivayet edilen Nevbahar Koç, bu evliliğinden Sadberk Leyla ve Rahmi Kerim adlarında iki çocuk sahibi.
Onu skandallar ya da kocaman logolu markalar yerine daha çok sergi, gala ve dernek etkinliklerinde görüyoruz. Cemiyet hayatındaki duruşuyla gerçekten tam bir ikon. Ayrıca inanabiliyor musunuz kendisi Cher ile baya best friend! Baya baya içli dışlı fotoğrafları falan var.
Nevbahar Koç Stil İmzaları
- Mottosu “zarafet”!
Devasa logolarla ya da Kızılay sponsorluğunda belirlenen trendlerle pek işi yok.
- Akışına bırakılmış saçlar…
Hem sokak stilinde hem de davet stilinde uzun zamandır daha doğal saç modellerini tercih ediyor. Eski fotoğraflarında bir ara saç rengini epey koyulaştırmış. Ben kendisine pek uygun bulmamıştım. Şu anki saç rengi yüzüne çok uygun. Hafif dalgalı saçları, çok çaba harcamadan salık bırakıldığında bile kurtarıyor.
- Aksesuar karnavalı!
Küpe tercihlerine bayılıyorum. Keşke bir takı markasıyla anlaşıp, kendi adıyla bir koleksiyon için iş birliği yapsa hatta. Büyük ve gösterişli küpeleri çok iyi taşıyor. Hem de çok iyi kombinliyor. Aşırı sade parçalar, bu küpelerle bambaşka bir havaya bürünüyor.
- İspanyol paçadan kopamayışlar…
Benim kendisinde en orijinal bulduğum dokunuş, pantolon seçimleri sanırım. Kendi stilimde de etek dışında yalnızca İspanyol tercih ediyorum. Dar paçadan kelimenin tam anlamıyla tiksindim maalesef. Öyle bir hale geldi ki yakışan da giyiyor, yakışmayan da… İspanyol paçalar kesinlikle proporsiyonu çok daha estetik gösteriyor. Nevbahar Koç da orta boylu bir kadın olarak, bu sayede hem daha ince hem de daha uzun görünmeyi başarıyor.
- Uzatılmış eyeliner kuyrukları.
Yüz tipi için en doğru makyaj tekniğini bulmuş ve ufak dokunuşlarla bunu her yere uyarlamayı seviyor. Göz makyajı sahilde yürürken de aynı, şık bir davette de. Nevbahar Koç deyince onu eyeliner olmadan hayal edemiyorum.
- Her güzelin bir kusuru olur…
Ve maalesef ayakkabılar. Bu kadar özgün ve zarif bir kadının böyle ayakkabılar tercih etmesi beni gerçekten yaralıyor. Neden bilmiyorum ama dolgu topukları çok seviyor. Tabii ki kendisini nasıl rahat hissediyorsa ona en yakışan odur ama first lady’mizi daha ince topuklu ayakkabılarla da görmek isteriz niye yalan söyleyelim…
Nevbahar Koç & İrem Kınay İmzalı İki Şahane Kitap
Madem kendisiyle ilgili her noktaya ufak ufak değiniyoruz Bosphorus Private ve Turquoise Coast’tan bahsetmezsek olmaz. İkili, ilk iş birlikleri olan Bosphorus Private ile İstanbul Boğazı’nda bulunan tarihi yalıların hikayelerini anlatarak harika bir görsel başyapıta imza atmışlardı.
İkinci eserleri Turquoise Coast’ta ise (ki bu kitabın lansmanında Nevbahar Koç’un Gigi Hadid’ten daha iyi taşıdığı elbisesine bayıldığımı söylemeden de geçemeyeceğim) Halikarnas Balıkçısı’nın rotasını takip ederken tüm keşfettiklerini bizimle paylaşıyorlar. Bu iki eserde de fotoğrafçıların da çok büyük bir takdir hakkettiklerinin altını çizmeliyim. Yanılmıyorsam medar-ı iftiharımız Merty Alaş ile birlikte çalışmışlardı.
Nevbahar Koç & Esra Dinçkök İş Birliği
Öyle anlıyorum ki Nevbahar Koç kız kıza iş birliklerini seviyor. Yakın arkadaşlarıyla olan enerji uyumunu, somut şeylere de dökebilmekten epey keyif almış ki yine best friend’lerinden Esra Dinçkök ile yeni bir projeye soyunmuş. Bıktık herkesin de ruj muj çıkarmasından demeyin. Ben bu ikiliden gerçekten umutluyum. Zira ikisi de “herkesin var, bizim de bir markamız olsun” tarzında karakterler değiller. Böyle bir iş fikrine girişmişlerse hem çok donanımlı bir ekiple çalışacaklarına eminim, hem de markaları için gerektiğinden fazla zaman harcayacaklarından.
Bu yüzden diğer celebrity markalarından ziyade kozmetik sektörünün ünlü markalarının dişli bir rakip kazandığını düşünüyorum. Dönemsel popülerlikten ziyade; kalitesi, ürün çeşitliliği ve inovatif bakış açıları ile fark yaratacaklarına inanıyorum
Gerçi projeleri hakkında da ser verip sır vermiyorlar. Bazı dedikodular makyaj değil de parfüme odaklandıklarını söylüyor. Tam bilemedim ama yine de heyecan ve sabırsızlıkla bekliyoruz. Sizlerle de gelişmeleri paylaşmaya devam edeceğiz elbette; takipte kalın…
