Yavaş Yemek Zayıflatır mı?
Yazıda Neler Var?
Bazen küçük dokunuşlar büyük farklar yaratır… Bu durum beslenme alışkanlıklarımız için de geçerli. Kilo vermek ya da formunuzu stabil tutabilmek için tek kurtuluşunuzun diyet listeleri ve egzersiz programları olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Yemek masasındaki hamlelerinizde ufak değişikliklere giderek, metabolizmanızın daha hızlı ve sağlıklı çalışmasını sağlayabilirsiniz.
Kilo almamıza neden olan tek şey besinlerdeki kalori miktarı değildir. Porsiyonlarımızda yer verdiğimiz yiyeceklerin besin değeri, onları günün hangi saatinde ve nasıl yediğimiz de bu noktada son derece büyük bir önem teşkil eder. Bazı dönemler aşırı yemeseniz de kilo aldığınızı fark etmişsinizdir. Bu durumun nedeni besinleri tüketme şekliniz, yemek için tercih ettiğiniz zaman dilimi ve vücudunuz için gerekli olmayan besin gruplarına ağırlık vermenizdir. Unutmayın ki doğru beslenmediğiniz takdirde, az yemeniz de spor yapmanız da etkili sonuç vermeyecektir. Şimdi gelin, doğru beslenme alışkanlıklarını hayatımıza nasıl entegre edebiliriz öğrenelim.
Zaman Yönetimi ve Kilo Alma Arasındaki İlişki
Bedeninizin yaşamsal fonksiyonlarını sağlıklı bir şekilde yerine getirebilmesi için olmanız gereken ideal vücut ağırlığını aşmanızın, basit bir pizza ve donut meselesi olmadığının farkına vararak işe başlamalıyız. Önemli olan gece atıştırmalıklarınız değil; o atıştırmalıklara neden gecenin bir saatinde ihtiyaç duyduğunuz… Her ne kadar klişe olsa da sorunun nedeni bilmeden çözüm metodu geliştiremeyiz. Bu yüzden sizi 24 saatlik zaman diliminizi değerlendirmeye davet ediyorum. Lütfen içimizi bayan kişisel gelişim kitaplarındaki gibi elinize kâğıt kalem alıp, her saatinizi yazmanızı ve yorumlamanızı falan isteyeceğimi düşünmeyin. Sizden istediğim tek şey on dakika kadar kendinizle baş başa kalın ve şu sorularının cevaplarını aramaya çalışın:
- Uykumu iyi alıyor muyum?
- Gün içerisinde yeterli miktarda temiz hava alıyor muyum?
- Kişisel bakımım için yeterli ölçüde zaman ayırabiliyor muyum?
- Yaşam alanımın temizliği ve dekorasyonu için gerekli özeni gösterebiliyor muyum?
- İş dışında vakit harcayabileceğim bir ilgi alanım ya da hobim var mı?
- Sosyal hayatım için ayırdığım zaman dengeli mi?
- Yemek yerken mi keyif alıyorum yoksa yemek yemekten mi?
1-Uykunuzu Analiz Edin
Günde kaç saat uyuduğunuzu, her gece aynı saatte yatıp yatmadığınızı ve yatağınızın yeterli ölçüde konforlu olup olmadığını değerlendirin. Kaliteli bir uykunun beden sağlığınız, metabolizma hızınız ve odaklanama becerileriz üzerindeki önemini göz ardı etmeyin.
2-Bedeninizi Yeterli Oksijenle Buluşturun
Bu noktada, bir durak önce inip işyerinize yürüyün ya da her gün mutlaka bir saat kadar yürüyüş yapın şeklinde maalesef günlük hayatta uygulanması çoğu zaman zor olan önerilerde bulunmayacağım. İşe ya da okula kendi aracınızla gidiyorsanız, hava sıcaklığı kaç olursa olsun camınızı açın mesela. Ev ve ofis gibi yaşam alanlarınızı havalandırmayı kesinlikle ihmal etmeyin. Balkonunuz varsa mutlaka günde yarım saat kadar burada vakit geçirin. Burada yemek yiyebilir ya da küçük bir sehpa yerleştirerek bazı işlerinizi halledebilirsiniz. Balkonunuz yoksa bile pencereyi açın ve önünde biraz vakit geçirin. Gökyüzüne bakıp kahvenizi yudumlamak en güzeli olsa da buna ayıracak vaktim yok diyorsanız; telefondan halledebileceğiniz işlerinizi pencerenin önünde gerçekleştirebilirsiniz.
3-Aynanın Karşısında Daha Fazla Zaman Geçirin
Duş ve diş fırçalamaktan bahsetmiyorum elbette… Biraz daha kapsamlı düşünün. Cilt bakımınız, tırnaklarınız ne durumdalar? Dip boyanız ne durumda mesela? Saç sakal peki? Kendinize özen göstermek aslında bir bütündür. Yüzünüze yaptığınız peeling de bunun işaretidir, tabağınıza aldığınız besinler de… Kendisine gerçekten değer veren biri, günün her anında dengeli olmayı motto edinir.
4-Ferah Alanlar Ferah Düşünceleri Getirir…
Eviniz ya da ofisiniz yeterince temiz ve steril mi? Kullanmakta olduğunuz mobilyalar gerçekten sizin estetik zevkinizi yansıyor ve sizi iyi hissettiriyor mu? Yoksa ekonomik nedenler ya da başka sebeplerden ötürü mü onları tercih etmek durumunda kaldınız? Burası gerçekten sizin yaşam alanınız mı yoksa içine hapsolup günleri savuşturduğunuz birkaç metrekare mi? Yeni bir güne başlamaya yönelik yeterli motivasyonunuz olmazsa, dengeli bir yaşam sürdüremez ve üretken olamazsınız.
5-Biraz Dans!
Baştan uyaralım; televizyon izlemek ve sosyal medya sörfü cevap sayılmıyor. Zamanım yok, ayırabileceğim bir bütçem yok tarzında bahaneler üretmeye kalkışmayın lütfen. Hayatınızın amacının iş ve sosyal çevreden ibaret olmadığının farkına varın. Kitap okuyun, dil ya da kodlama öğrenin demeyeceğim. Zaten yeterince deniliyor ve yazık ki bir yere varmıyor. Benim ifade etmeye çalıştığım şey; zaman ve faydadan soyutlanmış bir saklanma alanı aslında. Örneğin Antik Yunan Mitolojisine ilgi duyun mesela. Başlangıç seviyesi bir kitabı oldukça uygun bir fiyata bulabilirsiniz. Bu sürede kendinize kitabı okumak için baskı yapmayın. Bırakın üç yıl sürsün. Bazen bir cümle okur kapatırsınız bazense onlarca sayfa…Bu üç senenin sonunda yine de karda olursunuz. Averaj bir insanın Antik Yunan Mitolojisine dair bildiğinden çok daha fazla şey bilirsiniz. İşte bu alan sizin alanınızdır…
6-Ortamlara Akmalı mı?
Eşiniz, sevgiliniz, aileniz, arkadaşlarınız ve aslında arkadaşınız olmayan tanıdıklarınız… Bu kişilerle yeterli ölçüde zaman geçirebiliyor musunuz? Belki de bazen gereğinden fazla zaman geçiriyorsunuzdur. Ya da belki geçirdiğiniz zaman sizi tatmin etmiyordur.
Yan yana oturmanın vakit geçirmek değil, vakit ziyan etmek olduğunu unutmayın. İkili ilişkilerinizde etkileşim içerisinde olmanın önemini hatırlayın. Gün içindeki diyaloglarınızın kâr analinizi yapın. Birbirinize bir şeyler kattığınızdan emin olun. Bu noktada sadece birbirinize yeni şeyler öğretmek ve deneyimlemekten bahsetmiyorum. Bu bir erdem bile olabilir. Bazen birinin sakinliğini sonuna kadar koruyup, kontrolden çıkmaması bile size ilham verir üzerine düşünürseniz. Siz de kriz yönetimi konusunda benzer davranışlar sergilemeye çalışır ve farkında bile olmadan karakterinize katkıda bulunursunuz.
Sosyal çevreniz ile ilgili cevaplamanız gereken bir diğer soru da; hayatınızdaki herkes gerçekten hayatınızda olmalı mı? Bilirsiniz bazı arkadaşlık gibi görünen ilişkiler vardır ki içerisinde dedikodu, arkadan vurma, kuyu kazma, kıskançlık, fitne, fesat ne ararsanız bulunur… Taraflar birbirinden hoşlanmaz, birbirlerinin gün yüzü görmesini istemezler ama yine de birlikte kahve içip, yemek yemeye bayılırlar. Böylesine toksik bir ilişkiniz olup olmadığını düşünün ve eğer varsa kendisini hayatınızdan çıkarın ki bir dakikanız dahi boşa gitmesin.
7-Yemek ya da Tıkınmak… İşte Bütün Mesele Bu!
Stresten kurtulmak için gerekli gereksiz atıştırarak midenize boş ve vasıfsız bir kutu gibi mi davranıyorsunuz yoksa besin değeri yüksek gıdalarla hazırlanmış olan öğününüzün şık ve sade bir sunum ile tadını mı çıkarıyorsunuz? Yemek saatlerinizin önemli ve özenli olması gerektiğini unutmayın. Zaman planlamanızı doğru yapmalı ve alışkanlıklarınızı kontrol ederek hızlı yemek yemekten bir an evvel kurtulmalısınız. Böylelikle yediklerinizden keyif alıp, kaliteli zaman geçirebilir ve aynı zamanda metabolizmanızı zorlamamış olursunuz. (Bu konuya detaylıca değineceğiz.)
Alışkanlıklarınız Üzerinde Düşünün
Yukarıda size yöneltmiş olduğumuz cevapladıktan sonra hareket planımızı belirleyebiliriz. Yukarıda yapmış olduğum kısa açıklamalarla hayatınızdaki eksiklikleri ve belki de küçük hataları fark etmiş olduğunuzu umuyorum. Biraz iddialı olsa da bir insanın hayatındaki çoğu zorunun kaynağının yanlış zaman yönetimi olduğunu düşünüyorum. Gündelik yaşamımızda kaldırabileceğimizden çok daha fazla uyaran var. Bu da bizleri her şeye vakit ayırmak isterken aslında hiçbir şeye vakit ayıramama girdabına sürüklüyor. Bazen ne yapacağımıza karar vermek için bile o şeyi yapacağımızdan çok daha fazla zaman harcamış olabiliyoruz. Ve böylelikle en önemliler için elimizde yeterince zamanımız kalmıyor.
Örneğin, illa ki sıkı sıkıya takip ettiğiniz bir ekran vardır. Buna ister bir televizyon programı diyelim, isterseniz futbol maçı. Ya da belki Youtube veya Twitch gibi canlı yayın platformlarından biri… En minimum ihtimalle yaklaşık bir buçuk saat kadar ekrana kilitleneceksiniz. Fakat koltuğunuza yayılmadan önce yemek için sadece yirmi dakika ayırdınız. Ya da başka bir değişle tabaktakileri apar topar midenize vakumladınız. Besinlerin yeterince çiğnenip sağlıklı bir şekilde sindirilmesine yardımcı olundu mu? Hayır! Yemek masasından duygusal tatmin alındı mı? Hayır! İşte size bedeninizdeki fazlalıkların saklı nedenlerinden biri… Yeni bir sayfa açmak için yazımızın ikinci bölümünde buluşalım!