İlişkiler

Sosyal Medya Dismorfofobisi Nedir? 

Sosyal medyanın ortaya çıkmasıyla ‘dijital hastalıklar’ kavramı gündeme gelmeye başladı. Bu hastalıklardan biri de sosyal medya dismorfofobisi olarak gösterilmektedir.  Bu hastalık daha çok 16 ve 24 yaş arasındaki insanlarda görülmektedir. Bu hastalık ‘kusursuz güzellik hastalığı’ olarak da nitelendirilmektedir. Bu hastalığa yakalanan  bireyler kendi doğal görüntüsünü beğenmediği için sosyal medyaya filtresiz, efektsiz fotoğraf paylaşamamaktadır.

 

Dismorfofobisi Her 4 Kişiden 1’ini İntihara Sürüklüyor

Dünyaca ünlü analist şirketi We Are Social tarafından 2021 yılında yapılan araştırmaya göre; 16-64 yaş arası bireyler günde 5 saatini sosyal medya geçiriyor. Türkiye’de ise bu oran 8 saatle dünya ortalamasının hayli üzerine çıkmaktadır. Bu süre zarfında sosyal medyada sürekli paylaştığı efektli fotoğraflarla bireyler gerçeklik algısından uzaklaşmaya başlıyor. Bu yaratılan sanal dünyada insanlar efektli benlikleriyle takipçilerinin dikkatini çekmeye çalışıyor.  

 

‘Sosyal Medya Dismorfofobisi’ en çok 16-24 yaş arası bireyleri etkisi altına almaktadır. Aynı zamanda sosyal medyanın kolay ulaşabilir ve bilgi kirliliğin fazla olması nedeniyle bireyler gerçeklik algısından uzaklaşmaktadır. Bu hastalığın temelinde aslında ‘siber zorbalık’ kavramı vardır.   İnternette fazla zaman geçiren özellikle ergen bireyler sosyal medyada bulduğu arkadaşlarla kendisini sürekli kıyaslayarak, bir süre sonra kendini beğenmeme gibi bir psikolojiye girmektedir. İşte bunun sonucunda da bireyler kendi hayatını sorgulamaya başlıyor. ‘Sosyal medya dismorfofobisi’ aslında tam olarak böyle ortaya çıkmaktadır. ‘Sosyal medya dismorfofobisi’ nedeniyle bireyler kendisini beğenmeyerek, zamanla estetik tedavilere başvurabiliyor. Estetik tedavilerle yüzlerini ve bedenlerini değiştirmek istiyor. Bu durum aslında  bireyleri daha kötü bir duruma sokmaktadır. Hastalık nedeniyle kendilerini olduğundan farklı gören bireyler, estetik tedavi seçimi yaparken yanılabilmektedir.  

 

Bunun sonucunda bedenlerinde geri dönüşü olmayan tahribatlar oluşmaktadır. Geçirdikleri estetik operasyon sonucun bireyler toplumdan daha çok dışlanıp, daha zarar verici ruhsal hastalıklara yakalana bilmektedir. Bu hastalığın bıraktığı etkilerle ilgili yapılan araştırmalara göre bu durumu aşamayan her 4 bireyden 1’i intihar etmeyi düşünmeye başlıyor. Her yaş grubunda görülebilen bu hastalık en çok 16-24 yaş aralığındaki bireyleri tehdit etmektedir. Bu yaş aralığındaki bireyler daha henüz duygusal olgunluğa erişmediği için sanal ortamdaki dünyaya kendilerini fazla kaptırmaktadır.

 

 

Sosyal Medya Dismorfofobisi Tedavisi

Ergen bireyler siber zorbalıktan kaynaklanan bu durumu fazla içleştirerek ruhsal olarak zarar görmeye başlıyor. Peki bu durumu atlatmak için neler yapılması gerekmektedir. Öncelikle bu hastalığı yakalanan bireyin kesinlikle psikolojik destek alması gerekmektedir. Bu süreçte profesyonel kişiler tarafından yapılacak doğru yönlendirmeler ve tedaviler bireyin iyileşmesinde yardımcı olacaktır.  

 

Aynı zamanda bireylerin sosyal medyada geçirdiği fazla vakit nedeniyle dış dünyayla fazla bağlantısı bulunmamaktadır. Bu da bireylerin sosyalleşmesini olumsuz etkilemektedir. Bu noktada sosyal aktiviteler bireylerin tedavisi için önemli bir yere sahiptir. ‘Sosyal medya dismorfofobisi’ hastalığına yakalanan bireylerin sanal ortamdan uzaklaşarak, dış dünyayla temasa geçmesi iyileştirici etki oluşturacaktır. Sosyal aktiviteler yaparak, gerçek kişilerle iletişime geçmesi bireyin tedavisinin olumlu yönde gelişmesine neden olacaktır.  

Aynı zamanda kişi bu süre zarfından sosyal medyanın kullanım amacını iyi kavramalıdır. Uzmanlar gelişen teknolojilerle birlikte yeni dijital hastalıkların ortaya çıkacağını söylemektedir.

admin

Severek yazdığım, sizlerle dertleştiğim mekan burası. Hayattan zevk alarak yaşamak mı istiyorsun? Bi yere gitme. Zevosis'i takip et.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu