Aşık Olmaktan Korkuyor Musunuz? Filofobinin 7 İşareti: Filofobi Nedir?

Yazıda Neler Var?
Aşktan ve aşık olmaktan korkuyor musunuz? Peki bunun Filofobi adında, bir çeşit fobi olduğunu biliyor musunuz? Filofobinin ne olduğunu, nedenlerini ve belirtilerini öğrenmek size yardımcı olabilir…
Filofobi adı, Yunanca sevgi anlamına gelen ‘philos’ ve korku anlamına gelen ‘phobos’ sözcüklerinden gelir.
Bu zihinsel sağlık sorununun tarihteki en ünlü isimlerinden biri ise İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth’tir. Kraliçe Elizabeth’in filofobisinin nedeninin, annesi Anne Boleyn’in babası Kral VIII. Henry tarafından aşk yüzünden idam edildiğini görmesi olduğu düşünülür. Daha sonra, Kraliçe’nin birkaç ciddi ilişkisi olmasına rağmen, ne pahasına olursa olsun evlenmekten kaçınmıştır. Gerçekten çok ilginç değil mi?
Tamam, bu kadar tarih yeter, şimdi bu ana ve kendinize odaklanma zamanı! Gelin, bu nahoş zihinsel rahatsızlığa neyin sebep olduğunu birlikte keşfedelim…
Filofobi Nedir?
Kelimenin köklerinden anlayabileceğiniz gibi, filofobinin tanımı aşk korkusu ya da aşık olma korkusudur. Bireyin diğer insanlara herhangi bir tür duygusal bağlanma geliştirmekten korktuğu özel bir fobidir.
“Aşk korkusu” meselesine derinlemesine dalmadan önce, aşağıdaki soruları yanıtlamayı düşünün:
- Aşık olma fikri, sadece kalbinizi birine vermeyi düşünmek bile panik atak geçirecekmişsiniz gibi hissettiğiniz noktaya kadar sizi korkutuyor mu?
- Kendinizi adadığınız romantik bir ilişki fikri sizi kapana kısılmış veya sıkışmış mı hissettiriyor?
- Karşı cinse karşı hissedebileceğiniz herhangi bir duygudan kaçıyor ve hayatınızı başka biriyle paylaştığınızı hayal edemiyor musunuz?
- Parklarda veya sinemalarda çiftlerle çevrili olduğunuzda, kendinizi huzursuz ve rahatsız hissediyor musunuz?
Bu sorulardan bazıları size tanıdık geliyorsa, büyük ihtimalle gerçekten mantıksız aşk korkusundan mustaripsiniz demektir. Ancak, hemen sonuca varmayın çünkü aşağıda size kesin olarak bu fobiye sahip olup olmadığınıza dair daha fazla işaret var…
Filofobiye Ne Sebep Olur?
Filofobinin nedenleri kişiden kişiye değişir ve bazen ilk etapta neden ortaya çıkmış olabileceğini deşifre etmek neredeyse imkansızdır.
Ebeveynleri boşanan, her türlü aile içi şiddete uğramış veya çocukken evde kötü muamele görmüş kişiler, yetişkinlerinde bu fobiyi geliştirmeye çok daha yatkındır.
Filofobinin nedenleri, bireyin zihniyetini oluşturan deneyimlerle doğrudan bağlantılıdır. Bu nedenle, bir çiftin zor zamanlar geçirdiği ve sonunda ayrıldığı bir ilişkiye tanık olursanız, aşık olma korkusu geliştirme ihtimaliniz vardır. Ayrıca, eğer bir anksiyete bozukluğundan mustarip olursanız, düşük benlik saygısı nedeniyle aşık olma korkusu yaşayabilirsiniz. Endişeli ve güvensiz kişiler, sevgiyi hak etmediklerini ve kimsenin onları sevmeyeceğini düşünebilir, bu da olumsuz bir zihniyet ve bu fobinin temelini oluşturur. Aşırı kaygı ve yoğun aşık olma korkusu geliştirirler, ardından da anlamlı fiziksel semptomlar gelir. Reddedilme, kalp kırıklığı, ayrılma ya da boşanma korkusu zihinlerini olumsuz düşüncelerle doldurur ve bırakın birine bağlanmayı, duygularını göstermelerini ve yeni ilişkilere girmelerini bile engeller. Ne yazık ki, filofobi bu insanları tuzağa düşürür ve çoğu zaman farkında bile olmadan hayatlarını yönetmeye başlar.
Filofobinin Belirtileri
Filofobinin pek çok nedeni olduğu gibi, birçok farklı semptomu da vardır. Sonuç olarak, her insan bunu farklı şekilde deneyimleyebilir. Bu yoğun fobinin ortak belirtilerine ve tedavi seçeneklerine geçmeden önce, iki ana semptomundan bahsetmeliyiz; psikolojik ve fiziksel belirtiler…
Filofobinin Psikolojik Belirtileri
Psikolojik belirtiler söz konusu olduğunda, bazı insanlar her türlü bağlanmadan korkar ve herhangi bir romantizm görüşünden hayatları boyunca kaçarlar. Bazıları ise bir ilişkiye girebilir, ancak sonunda partnerlerine karşı fazla sahiplenici veya kıskanç olabilirler. Bu nedenle, bir ilişkiye başlamaya karar verseler bile, partnerlerini kaybetmeme ve ne pahasına olursa olsun ayrılmayı veya boşanmayı önleme korkuları, ilişkilerini mahvetmenin asıl suçluları olacak şeyler yapmalarına sebep olur.
Çok geçmeden bu kısır döngüde ana psikolojik semptomun ve duygularına ve aşk hayatına ilişkin güçsüzlük ve kafa karışıklığının kurbanı olurlar.
Filofobinin Fiziksel Belirtileri
Bir kez daha, her insan bu fiziksel semptomların tümüne sahip olmayacaktır. Belirtiler, kişiliklerine ve yaşadıkları fobinin ciddiyetine bağlıdır. En sık görülenler ise şu şekilde listelenebilir: Nefes darlığı, hızlı kalp atışı, panik ataklar, aşırı kaygı, irrasyonel korku, göğüs ağrıları, aşırı korku, aşırı terleme, uyuşma, ağlama nöbetleri.
Filofobinin En Yaygın 7 Belirtisi:
Filofobiden mustarip olabileceğinizden şüpheleniyorsanız, şüphelerinizi doğrulayacak veya ortadan kaldıracak belli başlı ve sık görülen semptomların listesi burada. Bu işaretlerden sadece bir veya ikisiyle ilişki kurabiliyorsanız, kesinlikle panik yapmamalısınız. Ama çoğuna aşinaysanız, endişelenmeye başlamanız için geçerli sebepleriniz var demektir.
- Geçmişi Geride Bırakamıyorsunuz

Filofobinin ilk belirtilerinden biri geçmiş travmalarla ilgilidir. Filofobisi olan insanlar genellikle geçmiş ilişkilerinden, onlar için ağır bir yük oluşturan ve devam etmelerine izin vermeyen çok fazla duygusal bagaja sahiptir.
Geçmişte duygusal olarak kırıldıysanız, yara izleriniz henüz iyileşmemiş olabilir. Değer verdiğiniz biri kalbinizi derinden yaraladı ve bu da doğal olarak zihinsel sağlığınızda bazı hoş olmayan etkiler yarattı.
- Aslında Aşktan Değil, Olası Bir Kalp Kırıklığından Korkuyorsunuz

Yaşadığınız onca şeyden sonra, tamamen hayal kırıklığına uğramanız gayet mantıklı. Herkesin sizi incitmek ve savunmasız kalbinizi kırmak niyetinde olduğunu düşünüyorsunuz. Ve bu sizi en çok korkutan şey, o duygusal acıyı bir kez daha yaşamak zorunda kalmak!
Yaralı kalbinizin daha fazla hasara dayanamayacağından eminsiniz ve bunun olmasını önlemek için ne gerekiyorsa yapmaya hazırsınız. Kalbinizin kırılacağı korkusu bilinçaltınızda onu korumanın en iyi yolunun ona sahip olduğunuzu bile unutmak olduğuna karar verdiğiniz noktaya kadar sizi felç edebilir.
- İnsanlara Karşı Açık Olamıyorsunuz

Aşık olmakla ilgili sizi en çok korkutan şey, aşkın kendi içinde taşıdığı duygusal bağlılıktır. Başka bir kişiye daha derin bir düzeyde açılmak ve anlamlı duygusal bir bağ oluşturmak, hayal bile edemeyeceğiniz bir şey olabilir.
Ancak bu sadece romantik ilişkilerde geçerli değildir; hayatınızdaki insanların çoğuna benzer şekilde davranırsınız. Bu sizin içinize kapanık ya da antisosyal olduğunuz anlamına gelmez. Çok sayıda arkadaşınız olabilir ve insanlarla takılmaktan çekinmezsiniz, sadece dünyaya gerçek benliğinizi gösterme konusunda nadiren rahat davranabilirsiniz.
- Güven Sorunlarınız Var

Geçmişte size en yakın olanlar tarafından ihanete uğramış veya sırtınızdan bıçaklanmış biriyseniz, insanlara inanmayı bırakmanız şaşırtıcı değil. Artık herkesin özünde iyi olduğuna dair inancınızı kaybettiniz ve sonuç olarak, romantik ilişkiler söz konusu olduğunda aşırı dikkatli davranıyorsunuz.
Bu fobiye sahip olduğunuzun işaretlerinden biri, tam olarak uğraştığınız bu güven sorunlarıdır.
Tanıştığınız herkesin size zarar vereceğini veya bir şekilde sizden faydalanacağını düşünüyorsunuz. Zamanla, kimseye güvenmemeyi öğrendiniz. Güvenebileceğiniz tek kişi kendinizsiniz ve hayal kırıklığı ve ihanetten kaçınmanın tek yolu da insanlara güvenmemek…
- Bekar Hayatınıza Çok Değer Veriyorsunuz

Filofobi sahibi olduğunuzun bir başka işareti de bekar hayatınıza her şeyden çok değer vermenizdir.
Yalnız olmak her zaman toksik bir ilişki içinde olmaktan daha iyi olsa da hayatınızı başka biriyle paylaşmayı hayal bile edemeyeceğiniz ve aşktan tamamen vazgeçtiğiniz noktaya kadar geldiniz. Her zaman dünyanın en kolay şeyi olmasa da kimsenin yardımı olmadan yalnız yaşamaya alıştınız. İstediğiniz son şey, ilişkiniz uğruna biriyle uzlaşmak veya fedakarlık yapmak zorunda kalmak.
Kendi ritminiz ve alışkanlıklarınız var ve onları değiştirmeye hazır değilsiniz ve başka birine uyum sağlamak zorunda olmadığınızı hissediyorsunuz. Sizin için bekar yaşam konfor alanınız haline geldi. Size tanıdık gelen, alıştığınız ve yakın zamanda bırakmayı düşünmediğiniz bir yaşam tarzı…
- Bir İlişki Yaşarken Kapana Kısılmış Gibi Hissediyorsunuz

Hayatınızın geri kalanında sadece bir kişiye bağlı kalma fikri sizi çok korkutuyor çünkü nefes aldığınız sürece tek bir kişiye bağlı olduğunuzu hayal edemiyorsunuz. Hatta potansiyel her romantik ilişki sizi kapana kısılmış hissettiriyor. Ne zaman bir ilişki içinde olmayı deneseniz ya da kendinizi bir ilişkiye dahil etmeyi düşünseniz, panik atak geçiriyorsunuz.
Romantik bir ilişkiyi hayatınızın sonu olarak görüyorsunuz, sizi bireyselliğinizden tamamen mahrum edecek, özgürlüğünüzü elinizden alacak ve kim olduğunuzun özünü değiştirecek bir şey gibi.
Mesele aslında oldukça basit: Siz, hayatınız üzerinde tam kontrol sahibi olmayı seven birisiniz ve duygular ve aşık olmak, bu kontrolü sizden alabilir. Ve böyle bir şeyin olacağı fikri bile sizi boğmaya yetiyor.
- Bir İlişkinin Yalnızca Fiziksel Kısmından Zevk Alıyorsunuz

Filofobi sahibi olmak, seks yapmaktan hoşlanmadığınız anlamına gelmez ve çoğu insan için ilişkinin fiziksel kısmıyla çok az ilgisi vardır. Gerçek şu ki, herkes gibi sizin de öpecek, kucaklayacak ve sevişecek birine ihtiyacınız var. Hatta yatak odasında sevgi göstermekle ilgili herhangi bir sorununuz yok. Sizi rahatsız eden şey, fiziksel yakınlaşma bittikten sonra nasıl davranmanız gerektiğidir çünkü yapmak isteyeceğiniz son şey bu yakınlığı bir üst seviyeye taşımaktır.
Filofobi Nasıl Düzeltilir?
Ne yazık ki, filofobiden mustaripseniz, doktorunuz bu sağlık durumunu teşhis edemez çünkü Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabında (DSM) hala yer almamaktadır. Bununla birlikte, diğer fobiler gibi, filofobi için de duygusal yükü ve fiziksel semptomları hafifletmeye yardımcı olacak ilaçlar bulunur.
Bu fobiden kaynaklanan olumsuz psikolojik ve fiziksel semptomları hafifletmek için antidepresan ilaçlar kullanılır.
Ancak asıl odak noktası Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT) üzerinedir. Filofobi denilen düşmanla ve diğer birçok fobiyle savaşmak söz konusu olduğunda olumsuz düşünce kalıplarına meydan okumak ve uygunsa daha yararlı düşüncelerle değiştirmek için tasarlanmış bir terapi aracı olan bilişsel davranışçı terapi en etkili tedavi olarak kabul edilir.
Odak noktası, filofobiye sebep olan suçluyu hedef almak ve ardından olumsuz düşünceleri olumlu düşüncelere dönüştürebilmektir. Her şey, belirli romantik durumlara yönelik kaygıyı azaltmak ve uyum ve duygusal esenliğin temelini oluşturmakla ilgilidir. Bu sayede, mantıksız korku onu anlamaya dönüşür ve bu anlayış zihniyetinizi değiştirmenize izin verir.
Artık Eminseniz, Hemen Kabul Edin!
Aşk korkusundan mustarip olduğunuzu yeni fark ettiyseniz, en önemli şey bunu hemen kabul etmektir. Yaşadıklarınızın sizi olduğunuz kişi yapmadığını anlamalısınız. Zig Ziglar‘in şu güçlü sözünü aklınızdan çıkarmayın; “Şu anki durumunuzun son varış noktanız olmadığını asla unutmayın. En iyisi henüz gelmedi.”
Aşk korkunuz, belirli bir olayın veya zihniyetinizin yalnızca bir yan etkisidir ve başarıyla tedavi edilebilir. Tek yapmanız gereken, hepsini işlemek için biraz zaman ayırmak ve rahatlamaktır. Filofobinin herhangi bir diğer fobiden farklı olmadığını unutmamalı ve bunu yaşadığınız için kendinizi suçlamamalısınız.
Zamanla, doğal olarak ve korkmadan aşık olmanın cazibesini keşfedeceksiniz. Size bunun sözünü verebiliriz!
Bu içerik de ilginizi çekebilir: El Terlemesi Nedir, Neden Olur, Nasıl Tedavi Edilir? (Hiperhidroz)