Neden Aldatıyoruz? Aldatma Nedenleri Aldatılmanızda Payınız Olabilir mi?
Yazıda Neler Var?
Muhtemelen bir milyon kez uyarı niteliğindeki şu deyimi duymuşsunuzdur: “Bir kez aldatan, her zaman aldatır.” Peki bu varsayımda gerçeklik payı nedir? Aldatan bir partner, çok pişman olduğunu söylese ve hatta bunu destekleyen davranışlar sergilese bile, ilk fırsatta bu eylemini tekrarlar mı? Aldatma nedenleri nedir?
Aldatmak Kişilik Bozukluğu mudur?
Aldatmak neden geri dönüşü olmayan bir ilişki hatası gibi görülüyor? Anlaşılır bir şekilde, birçok insan bunun güvenlerine karşı nihai bir ihanet ve suratlarına yedikleri sert bir tokat olduğunu düşünür. Bir taraf ilişkiye odaklanmak ve onu güçlü tutmak için baştan çıkarıcılığa direnirken, diğeri beraber olmadıkları herhangi bir zaman diliminde bu potansiyele çok da fazla direnmeye gerek görmez mi?
Bu düşünce tarzıyla ilgili en büyük sorun, aldatmanın sadece seksle ilgili olduğuna dair varsayımdır. Aslında uzmanlar, seksin zina içeren bir ilişkinin en az önemli yönü olabileceğini söylüyor. Yaptığımız başka bir hata da partnerimizin aslında bizim dikkatimizi çekmek için aldattığına inanmaktır.
Aldatmayı anlamak ve üstesinden gelmek için bir kılavuz olarak sunulan çok satan “You Are What You Cheat” kitabının yazarı, sertifikalı İlişki Koçu Nwasha Edu, “İnsanlar genellikle aldatmayı bir başkasına hakaret olarak düşünür” diyor. “Fakat aldatmanın asıl özü, kendinize verdiğiniz bir sözü yerine getirmek değildir. Tüm ilişkilerin amacı karakterinizi mükemmelleştirmektir, ancak çoğumuz kişisel ihtiyaçlarımızı ilişkilerimiz aracılığıyla karşılarız. Ayrıca, kesinlik, çeşitlilik, önem, sevgi, büyüme ve katkı gibi temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için ilişkileri/aldatmayı kullanırız.”
Uzmanlar Tarafları Sorumluluk Almaya Çağırıyor…
Nwasha Edu, genellikle öne sürülen erkeklerin kendilerini daha önemli hissetmek veya çeşitlilik için, kadınların ise aşk, dikkat çekmek ve başka biriyle duygusal olarak bağ kurmak için aldattığı varsayımına karşı çıkıyor. Bu varsayıma ve aldatanın dolandırıcı ve aldatılanın bir kurban olduğu fikrine karşı çıkıyor. Bunun yerine çiftleri, ilişkilerini zayıflatmak için oynadıkları rol ne olursa olsun sorumluluk almaya çağırıyor. Çünkü evet, günün sonunda, aldatan çoğu insan aslında mükemmel bir birliktelik yaşamıyor.
Edu, “Yutması zor bir hap ama aldatıldıysanız, eşinizin ihtiyaçlarını karşılamadığınızı kabul etmelisiniz” diyor. “Başarılı bir ilişki içinde olmak için gereken becerileri geliştirmediğinizi kabul edin. Partnerinizin tatmin olmadığını fark etmediniz ve muhtemelen siz de tatmin olmadınız. Bir kişinin kesinlik, çeşitlilik, önem, sevgi ve büyüme gibi temel ihtiyaçları normalde adildir.”
Lisanslı klinik sosyal hizmet uzmanı Jennifer Kelman da aynı fikirde ve sonuçlara varmadan ve tüm aldatanların tekrar aldatmaya programlandığını genellemeden önce aldatma nedenleri ve arkasındaki motivasyonların neler olduğuna bakmanın önemli olduğunu söylüyor.
Çalıştığı çiftlerle karşılaştığı sorunlardan bazılarının iletişim sorunları, bağlanma korkusu ve hatta kendinden nefret etmeyi içerdiğini belirten Kelman, “Bu bireysel sorunlar üzerinde çalışılır ve ele alınırsa, aldatma tekrar etmeyebilir” diyor. “Kişiyi tekrar suç işlemeye iten tek tip bir kişilik olduğuna inanmıyorum. Çift olmanın heyecanı, hayatın daha sıradan günlük işleri işin içine girdiğinde kaybolabilir. Halbuki özsaygı artışı, kaybedilen heyecanı canlandırabilir. Ve ancak bu sihir ilişki içinde yeniden yaratılırsa, çoğu kişi tekrar aldatmaya yönelmeyecektir.”
Karşılanmayan İhtiyaçlar Aldatmaya Neden Oluyor!
Evlilik ve aile terapisti Anita A. Chlipala’nın birlikte çalıştığı çoğu çiftte, aldatan birçok kişinin çatışmadan kaçındığını söylüyor. Chlipala, “Çatışma ve ihtiyaçları ele almamak, gereksiz mutsuzluğu devam ettirebilir ve bir kişiyi başka birinin dikkatine daha duyarlı hale getirebilir” diyor. “İlişkideki iyileşme sürecinin bir kısmı, aldatan eşin, çatışmanın üstesinden gelebileceğini ve kendi ihtiyaçları için konuşabileceğini kanıtlamasıdır.”
Chlipala, çiftlerin nasıl aldattığını haritalıyor ve işin içinde pek çok değişken olmasına rağmen, genellikle karşılanmayan ihtiyaçlar ve fırsatların bir kombinasyonu olduğunu tespit ediyor. Birlikte çalıştığı birçok insan ilişkilerinde yalnız olduklarını ya da ihtiyaçlarının karşılanması için eşlerinden talep ettiklerinin karşılanmadığını belirtiyor.
Yani aslında, “bir kez aldatan, her zaman aldatır mı?” sorusunun cevabı oldukça basit: Hayır! Çift, onlardan uzaklaşmak yerine sorunlarını çözmeye odaklanır ve ilişkiyi düzeltmek için eski heyecanı ve karşılıklı anlayışı geliştirmeye istekli olursa, bu endişe anlamını ve gücünü hızla kaybedecektir.
Bu içerik de ilginizi çekebilir: Proctolog Suppozituvar Nedir? Nasıl Kullanılır? Yan Etkileri Nelerdir?