Tarihin En Ünlü Kadın Korsanlarıyla Tanışın!
Kadınların kendi doğalarından ya da toplumsal rollerden dolayı uzak durdukları meslekleri yapmaları hala birçok filme, diziye, habere konu olmaya devam ediyor. Tarihte de böyle kadınlar vardı şüphesiz, üstelik bazen işlerini yapmak için erkek kılığına girmeleri, erkek gibi davranmaları, herkesi erkek olduklarına ikna etmeleri gerekebilirdi. İşte o zorlukları yaşayan, yüzlerce yıl önceden bugünlere ulaşabilmiş, günümüzde bile ilham kaynağı olabilmiş kadınlardan söz edeceğiz. Tarihin en ünlü kadın korsanlarından… Bırakın kadın korsan olmalarını, gemide bulunmalarının bile uğursuzluk getireceğine inanılan o kadınların, en bilindiklerinin hayatlarını markaj altına alalım…
Kadın Korsanlar ve Denizler…
- Anne Bonny:
Anne Bonny için, tarihin şahitlik ettiği en meşhur kadın korsan dersek kesinlikle yanlış olmaz. Bir döneme damga vurmuş “Black Sails” başta olmak üzere, birçok yabancı dizide Anne Bonny’e rastlamamız bu nedenle sürpriz değildir.
Doğum ve ölüm tarihi tam bilinmemekle beraber 17.yüzyılın sonlarında, ya da 18.yüzyılın hemen başında doğduğu söylenir Anne’nin. Babası avukat “William Cormac” başka bir kadınla evliyken, evin hizmetçisi yani Anne’nin annesi “Mary Brennan”ı hamile bırakmıştır. Avukat William Cormac toplum baskısından dolayı, Anne’yi ve Mary’i de alarak İrlanda’dan, Amerika’ya göç etmiş, orada Mary’i karısı olarak tanıtmış, avukatlık mesleğinde yukarılara çıkmış ve sosyeteye kendisini kabul ettirmiştir.
Hizmetçilikten, sosyeteye yükselen Mary ise erken yaşta ölerek, bu hayatın tadını uzun süre çıkaramamıştır. Küçük yaşta annesini kaybeden “Anne” evdeki bütün görevleri üstlenmiş, yaşından daha olgun ve asabi bir karaktere bürünmüştür. 14 yaşında kendisini taciz eden bir erkeği hastanelik ederek farklı bir karakter olduğunu göstermiştir. 16 yaşına geldiğinde babasını da karşısına alarak, fakir bir denizci olan James Bonny ile evlenmiştir.
Denizleri ve korsanlığı bırakan kocası James’i terk etmiş, bir başka korsan Calico Jack ile kaçmış, erkek kılığına girerek, denizlerde Jack ile korsanlık yapmaya devam etmiştir. Korsanlık hayatı 1720’de Jamaika Valisi Lawes’in bulundukları gemiye askerlerini yollamasıyla son bulur. Diğer korsanlarla beraber idam cezası alan Anne, hamile olduğu için bu cezasını erteletmiştir, daha sonra nasıl bir hayat sürdüğüne dair bir bilgi yoktur.
Bilginin olmadığı yerde söylentiler devreye girer şüphesiz. Kimileri ünlü avukat babasının onu hapisten kurtardığını söyler, kimileri bir şekilde hapisten kurtulup, başka bir kimlikle yeniden denizlerde korsanlık yaptığını; ne zaman öldüğü bilinmemektedir.
- Mary Read:
Mary 1685 yılında İngiltere’de, annesinin kocasının denizde kaybolmasından sonra, tanıştığı bir adamdan evlilik dışı bir çocuk olarak dünyaya geldi. Annesi, kocasından olan oğlunun ölümü sebebiyle Mary’i o çocuk gibi göstererek, kocasının ailesinden maddi yardım aldı. Çocukluğundan beri erkek gibi yetiştirilen, erkek gibi giyinen, erkek hayatı yaşayan bir kadın oldu Mary Read…
Erkek kılığında bir gemide iş buldu; orduda askerlik yaptı, müttefik Hollandalılar ile beraber Fransa’ya karşı savaştı, başarılı bir asker olarak yükseldi, bir Hollandalı askere aşık oldu. Onunla evlendi, kadın kimliğine kavuştu. Kocasının erken ölümü maalesef onun hayatına kadın olarak devam etmesine izin vermedi. Yeniden orduya katıldığında, barış zamanıydı, artık askerlikten bir kazanç elde etmesi mümkün değildi. Erkek kılığında yine bir gemideyken, o bindiği gemi Anne Bonny’nin gemisi tarafından saldırıya uğradı, önce esir alındı, sonra o da Anne ve Jack’a katıldı.
Anne ile çok can yakan bir ikili oldular. Anne’ye kadın olduğunu ve ona aşık olduğunu söylediğinde; Anne’nin de kadın olduğunu öğrenerek hayal kırıklığı yaşadığı da söylenir, Anne’nin ilk görüşte onun kadın olduğunu anlayıp, ölene kadar süren bir dostluğa başladıkları da …
1720 yılında Lawes’in askerlerinin gemilerini ele geçirmesiyle, o da idam cezası almış, o da Anne gibi hamile olduğu için cezasını erteletmiş ama hapis yatarken, yüksek ateşten hayatını kaybetmiştir. Her şeye rağmen denizlerde iz bırakmayı başarabilmiş bir kadın korsan olarak hafızalarımıza kazınmayı başardı…
- Ching Shih:
1775 yılında Çin’de doğan Ching Shih, Asya coğrafyasının en bilindik kadın korsanıdır. Fahişelikle başladığı hayat, genelevde “Kırmızı Bayrak” filosu komutanı Zheng Yi ile tanışmasıyla değişir. Bir şekilde onunla evlenir ve filoda çok etkili bir noktaya gelir. Zheng Yi ile beraber çalışır. Filo büyüdükçe büyür, 2000 gemiye yaklaştığında, Zheng Yi hayatını kaybeder, Ching Shih filonun başına geçer, artık o “Korsanlar Kraliçesi’dir.
Tuhaf bir tabir olabilir ama korsanlığın kurumsallaşması, en azından Kızıl Bayrak Filosu’nun kurumsallaşması için çaba gösterir, bazı kurallar getirir. Kendisi gibi kadınları korumak için özellikle kurallar koyar. Esir edilen kadınlara kötü davranmanın, tecavüz etmenin cezası bu kurallara göre idamdır.
Ele geçirdiği yerleri talan etmek yerine, vergiye bağlayan, sıra dışı bir kadın korsan Ching Shih. Aynı zamanda bir strateji dehasıdır. Çin hükümeti ne yapsa onu alt etmeyi başaramaz; Portekiz, Hollanda ve İngiltere gemilerinden aldıkları yardım da fayda etmez. En sonunda Çin Hükümeti; Ching Shih’e af çıkarmayı teklif eder. O da korsanlıktan elde ettiği ganimetlere dokunulmaması şartıyla affı kabul eder. Filonun ikinci kaptanıyla evlenir ve bir de çocukları olur. Kocasının ölümünden sonra büyük bir kumarhane açar ve işletmeye başlar. 1844’deki ölümünden sonra aynı yeri oğlu kumarhane ve genelev olarak işletmeye devam eder.
- Grace O’Malley:
Grace O’Malley şimdiye kadar saydığımız kadın korsanların aksine, hayata İrlanda’da aristokrat bir ailede başlamıştır. Babası Owen O’Malley klanın şefi, filoların kaptanıdır. Denizi çok seven kızının saçlarını erkek gibi kestirerek, denize açılmasına bir nevi öncülük etmiştir.
Daha 16 yaşındayken başka bir klanın varisiyle evlendirilir. Kocasıyla İrlanda sularının bir kısmını kontrol ederler. Kocası Cork Kalesini savunurken öldürülür. Bunun üzerine kaleyi basan Grace yeniden kontrolü eline alır. Denizlerde haraç kesmeye devam eden Grace, 50’li yaşlarında idama mahkûm edilir. Kraliçe 1.Elizabeth’e yazdığı mektup sonrası affedilir ve 70’li yaşlarına kadar hayatına devam eder.
- Rachel Wall:
Yeni Dünya ABD’nin ilk korsanı olduğu düşünülmektedir. 1760 yılında doğan Rachel, 16 yaşında deniz tutkusuyla evi terk etti. Bir balıkçı olan George ile evlendi. Çift 1781 yılında korsanlığa başladılar. Bir planları vardı: Essex isimli bir gemiyi çaldılar ve gemi fırtınada zarar görmüş gibi gizleyerek, yakınlardaki gemilerden yardım istediler. Yardıma gelen gemilere saldırarak, bu gemileri yağmaladılar. Daha sonra başka gasplara, cinayetlere devam ettiler.
1782’de George bir fırtınada boğularak hayatını kaybetti, Rachel kurtarıldı. Boston’a geri dönerek, hizmetçilik yapmaya başladı ama içindeki soygun dürtüsü bitmiyordu. Önce rıhtımda, sonra halka açık alanlarda ufak soygunlar yapmaya başladı. 1789’da yakayı ele verdiğinde cezası idam olmuştu. Dönemin şartları, mülkiyete verilen önem, egemen sınıfın hırsızlık suçuna verdiği cevap çok sertti. Rachel 1789’da 29 yaşında asılarak, Boston Massachusets’te idama mahkûm edilen son kadın olarak tarihe geçti.
Bu içerik de ilginizi çekebilir: Ünlü Tablolar ve Ardında Yatan Büyüleyici Hikayeleri: Episode 1