Michael Haneke’den Beyazlar İçinde Gerilim: Funny Games (US) İnceleme
Yazıda Neler Var?
Ünlü yönetmen Michael Haneke’nin 1997’deki aynı isimli filminin ABD versiyonu olan Funny Games (Ölümcül Oyunlar) 2007 yılında seyirciyle buluştu. Orijinal film ile farkı; dil, oyuncular ve kültürel değişiklikler ile sınırlı olan bu iki film, kare karesine aynı şekilde gelişiyor. Kendi filminin aynısını çekmesinin sebebi olarak Haneke; ilk filmin Almanca olarak çekilmesinden dolayı hedeflediği sayıda izleyiciye ulaşamadığını ve bu nedenle İngilizce olarak çekmek istediğini belirtmiştir. İzleyenlerde ‘’Aynı gerilimi bir de İngilizce duymak mı istedim şimdi?’’ sorusunu uyandıran film, konusu ve çekimi itibariyle Haneke’nin en etkileyici filmleri arasında yer alıyor.
Funny Games Konusu
Yaz tatili için yazlıklarına gelen, maddi durumu iyi, eğitimli bir Amerikan ailesinin huzurlu ve tanıdık zaman beklentileri, komşularının yanında ilk kez gördükleri iki genç erkekle tanıştıkları andan itibaren değişir. Komşu karı koca, gençlerin, iş arkadaşlarının oğulları olduğunu söyler ama çift nedense her yıl olduklarından daha farklı davranmaktadır. Peter ve Paul adındaki bu iki genç, bembeyaz golf kıyafetleri giymektedir. Konuşmaları ve bakışları tedirgin edici olabilecek bu gençler, güvenli dünyalarında yaşayıp giden aile için başta bir tehdit oluşturmaz. Ta kii Peter, Ann mutfakta yemek hazırlarken gelip 4 yumurta isteyene kadar. İşlerin hızla korkunç bir değişime uğradığı evde, Ann, kocası George ve oğulları, artık kurallarını bilmedikleri ama oynamak zorunda oldukları bir oyunun içinde girmişlerdir.
Beyaz Eldivenli Tuhaf Çocuklar
Filmlerde ya da dizilerde, korkutucu ve kötü karakterler çoğunlukla koyu ve siyah renklerle ilişkilendirilir. Beyaz ise masumiyeti ve saflığı temsilen iyi karakterler için kullanılır. Haneke, bu durumu tam tersine çeviriyor ve bu iki aykırı genci bembeyaz kıyafetlerle izleyici karşısına çıkarıyor. Her ikisi de beyaz eldivenler giyen gençler, kıyafetleri ve elleri yüzleri düzgün olsa da, davranışlarıyla insanı tedirgin eden cinstendir. Konuşurken gözlerini karşıdakinden ayırmazlar ve her zaman gülümsüyormuş gibi bakarlar. Yönetmen, ne kadar temiz giyinmiş ve bakımlı olsalar da, gençlerdeki tehlikeli yönü bu şekilde izleyiciye aktarmıştır.
4 Yumurta…
Göl evine gelir gelmez tanıdıklarla telefonlaşan ve eve davet eden Ann, mutfakta akşam yemeği hazırlarken, oğlu Georgie gelir ve kapıda birinin olduğunu söyler. Komşunun 4 yumurta istediğini ileten Peter, tuhaf sorularla Ann’in canını sıkar ve tam yumurtaları alıp giderken düşürür. (!) Bir 4 yumurta daha isteyen Peter’a biraz sinirlenen Ann yine de yumurtaları verir ve Peter’dan kurtulduğunu düşünür. Köpekleri Lucky’nin havlamasıyla kapıya koşan Ann, evde artık sadece Peter’ın değil, Paul’un da öylece durduğuna ve hiçbir şey yokmuş gibi hafiften gülümsediğini görür ve bir şeylerin yanlış olduğunu hisseder. Komşuya gidip 4 yumurta istemek gibi ‘’olağan’’ bir durumdan büyük bir gerilimin başlangıcını yaratan Haneke, günlük hayatımızın ve ‘’normal’’ imizin de aslında ne kadar kırılgan olduğunu gösterir. Tıpkı elden kayıp giden yumurtalar gibi.
Funny Games Oyuncuları
İşte Ölümcül Oyunlar’ın ABD versiyonu için izleyiciyi gerilime hazırlayan oyuncular!
- Ann Farber: Naomi Watts
- George Farber: Tim Roth
- Georgie Farber: Devon Gearhart
- Paul: Michael Pitt
- Peter: Brady Corbet
- Fred: Boyd Gaines
Funny Games Karakter Analizleri
- ANN FARBER:
Hayatından memnun, ailesiyle her yıl olduğu gibi tatil için yola çıkan Ann, maddi durumu iyi, arkadaş ortamı da kendisiyle aynı ekonomik ve sosyal sınıftan oluşan bir kadındır. Yolda ailesi ile klasik müzik dinleyerek sırayla sanatçının kim olduğunu tahmin etme oyunu oynarlar. Ann, mükemmele yakın hayatının her zamanki gibi devam edeceğini düşünen biridir. Filmin ilerleyen dakikalarında sık sık yaşadıklarına inanmıyormuş hissi verir izleyiciye ama bu inancı her seferinde daha büyük ve şiddet dolu bir gerçeklikle yıkılır.
- GEORGE FARBER:
Eşi ve oğluyla göl evine tatile gelen George, rahat bir baba ve eştir. Filmin başlarında Ann’in Peter ve Paul’un ısrarla gitmelerini istemesine anlam veremez ve gençlere daha sakin yaklaşır. Ama Paul kendisine hafif alaycı bir şekilde cevap verdiği anda kendini kaybeder ve ona tokat atar.
- GEORGIE FARBER:
Küçük Georgie, filmin başlarında normal bir çocuktur. İlerleyen sahnelerde de her normal çocuk gibi korku ve endişe doludur.
PAUL: İkili arasında lider konumunda olan Paul, Ann ya da George’un bunu neden yapıyorsun sorularına hiçbir zaman net bir cevap vermez. Şiddetle karşılaştığında tetiklenmiş bir silah gibi hemen tepki gösterir, çoğu zaman daha fazla şiddetle.
- PETER:
İkili arasında daha sessiz görünen Peter, en az Paul kadar şiddet dolu ve fevridir.
- FRED:
Ann ve George’un filmin başında görünen komşuları olan Fred’in de bir ailesi vardır. Karısı ve kızıyla göl evlerinde bir tatil planlarken bir anda Paul ve Peter ile yolları kesişir ama bu kısım filmde gösterilmemiştir.
Lütfen Desen Ölür Müsün?
Filmin bir karesinde Paul, Ann ve George’a yapmaları gereken tek şeyin ‘’kibar olmak’’ olduğunu söyler. Paul’a göre nazik olsalardı, bu yaptıklarının hiçbiri gerçekleşmeyecektir. Bu düşüncesinde ne kadar ciddi olduğundan emin olmamakla beraber, filmin başında Paul’un George tokat attıktan sonra planını uygulamaya başlaması, izleyici için bir ipucu olabilir. İki gencin de yaptıkları korkunç eylemlerden bağımsız olarak, çoğunlukla sakin ve nazik bir şekilde konuşmaları da filmde dikkat çeken noktalardan biri. Size kötülük edecek herkes, küfür etmez, kimileri oldukça saygılı ve düzgün bir şekilde konuşur.
Peki, Ann ve George kibar olsalardı her şey farklı olur muydu? Peter evdeki yumurtaları alıp gider miydi? Yoksa eninde sonunda aynı şey mi olacaktı? Lütfen deseler ölürler miydi, bilinmez ama lütfen demedikleri için, huzurla geçecek bir aile tatilinin beklenmedik bir şekilde sonuçlandığı da bir gerçek.
Funny Games (US) Künye
1997 yapımında olduğu gibi Michael Haneke’nin yönetmenliğini yaptığı ABD versiyonu da Haneke imzası taşıyor. Senaryoda da Haneke yalnız çalışıyor.
IMDb puanı 6.6 olan film, izleyicilere 1 saat 51 dakikalık bir gerilim şöleni sunuyor.
Ölümcül Oyunlar ve Gerçeklik
Michael Haneke, Ölümcül Oyunlar filmi ile izleyiciye kötülüğün binbir çeşitte gelebileceğini gösterirken, ‘’gerçeklik’’ dediğimiz alışkanlıklarımızın da dış etkenlere bağımlı olduğunu hatırlatıyor. Toplum içinde yaşarken, hep birlikte karar verilen normların dışına çıkıldığında buna tepki göstermek istiyoruz. Ama bu tepkiyi göstermediğimizde ya da göstermemiz engellendiğinde, biz de yeni duruma uyum sağlamaya çalışıyoruz.
Haneke; filmde kurban rolündeki Ann ve eşi George üzerinden, Paul ve Peter’ın bunu neden yaptıkları sorusunu dile getiriyor. Bu soru biraz da izleyici için sorulmuş bir soru. Zira biz de neden-sonuç ilişkisi kurmaya ve böylece bir çözüm yolu bulmaya çalışıyoruz. Ama ne yazık ki bu soruya bir cevap alamıyoruz. Paul’un sürekli değiştirdiği ve yalan olduğu belli olan hikâyeleri dışında. Filmin sonunda ise oynanan tüm bu ölümcül oyunların her an gerçek olabileceğini fark ediyoruz. Komşular bir gün tuhaf bir şekilde davranmaya başlıyorsa ve yanlarında daha önce görmediğimiz kişiler varsa, neden gidip neler olduğunu sormuyoruz? Bu şekilde umursamazken, aynı durum bizim başımıza geldiğinde, nasıl bir yardım bekleyebiliriz? Ve bu yardımı alabilir miyiz?
Sonuna Kadar İzleyebilmek Neredeyse İmkansız! Dogtooth Filmi Bize Neyi Anlatıyor?