Mars Gezegeninde Hayat Var Mı?
Yazıda Neler Var?
Varoluşunu zihin fonksiyonlarının gelişmesiyle tamamlayan insanoğlu, varlığını bildiği günden bu yana yüzyıllardır dünya dışı yaşamı merak etti. Başlarda uzunca bir süre sadece göğe bakıp hayaller ve yanlış yorumlamalarla bu merakını gidermiş olsa da, teknolojinin gelişmesiyle birlikte hayal kurmanın da ötesine geçerek hayallerini gerçekleştirme fırsatına ulaştı.
20 Temmuz 1969 tarihi, belki de biz insan türünün bir kırılma anıydı. Ay’ın yüzeyine iniş yaparak bin yıllardır süren özlem son bulmuş oldu. Ancak bu insan için elbette yeterli değildi. Evrenin daha derinliklere inmek, yeni gezegenler keşfetmek, en önemlisi de gelecekte kurulması hedeflenen uzay kolonilerinin zeminini hazırlamak insanoğlunun artık önemli bir misyonu haline geldi. Şu ana kadar evrende gözlemleyebildiğimiz yüzlerce gezegen mevcut. Bunların birçoğu da bize oldukça yakın bir mesafede. Fakat bu gezegenlerin içinde bir tanesi var ki, dünyaya çok uzak olmasına rağmen tüm ilgiyi çekmeyi başarmış. O gezegenin adı Mars, yani diğer adıyla Kızıl Gezegen…
NASA, Elon Musk ve diğer dünya devi şirketler bu gezegende yaşam olup olmadığını öğrenmek için büyük servetler harcıyor. Buraya son teknoloji insansız araçlar göndererek kolonileşme için veriler toplanıyor. Peki tüm bu çalışmalar neden yapılıyor? Kızıl gezegende yaşam olup olmadığı sorunsalından önce, biz insanoğlunun neden Mars’ta yaşam aradığımızı anlamamızda fayda var.
Neden Mars’ta Yaşam Arıyoruz?
Mars, sosyal ve yazılı medyanın sayesinde son yıllarda artık tüm toplumların ilgi radarına girmiş durumda. Bu alanda yapılan makalelerin, yazılan kitapların ve hatta çekilen filmlerin sayısı her geçen gün artıyor. Yavaş yavaş tüm insanlık aynı sorunsalın altında toplanıyor: Mars’ta hayat var mı?
Bilindiği üzere dünyada nüfus artışı hız kesmeden devam ediyor. Özellikle geçtiğimiz yüzyıla oranla artan nüfus popülasyonu, uzmanlar tarafından tedirginlikle karşılanıyor. Önlemlerin alınmadığı taktirde iki yüz yıl içerisinde dünya nüfusunun 40 milyarı aşması ön görülüyor. Haliyle bu da yaşanılabilirliğin sorgulanmasına neden oluyor. Uzmanlar böylesine bir rakamın dünyanın kaldırmasının mümkün olmayacağı yönünde hemfikir. İşte Mars gezegeni hakkında araştırmaların hızlanmasının sebeplerinden birisi de budur. Yani diyebiliriz ki, insanoğlunun gelecekti türünün devamlılığı, Mars gezegeninden gelecek güzel haberlere bağlı.
Mars, bugüne kadar keşfettiğimiz gezegenler arasında dünyamıza en yakın yaşam formu özelliklerine sahiptir. Ona ‘Kızıl Gezegen’ denmesinin sebebi ise toprağında yüksek miktarda bulunan demir oksit elementi yüzünden, yüzeyinin kızıl bir görünüme sahip olmasıdır. Mars gezegeni 4,5 milyon yıl öncesinde şeklini bulmuştur. Yarıçapı dünyanın hemen hemen yarısı kadardır. Kütle çekimi ise gezegenimizin 0,37 katı olarak ölçülmüştür. Kızıl gezegende dünyamızdakilere benzeyen dağlar, volkanik yapılar, kanyonlar ve ovalar bulunur. Fakat bunlar orada yaşamın olduğunu kesinleyen bulgular değildir. Bir gezegende yaşamın sağlanması ve devamlılığı için muhakkak ki su olması gerekir. Peki Mars’ta su var mı? İşte cevabı…
Mars’ta Su Var mı?
İnsanoğlunun yaşam fonksiyonlarını sürdürebilmesi için su, olmazsa olmaz bir unsurdur. Yüzde yüz olmasa bile suyun olduğu bir gezegende her zaman için bir yaşama umudu vardır. Bu sebeple Kızıl gezegende yapılan araştırmaların ana prensibinde su veya su kalıntılarını bulmak yatar. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki şu aşamaya kadar Mars’ta su bulunmadı. Ancak bu, suyun olmayacağı ya da bu zamana kadar hiç olmadığı anlamına gelmemektedir.
Geçmişte yapılan araştırmalarda ortaya çıkarılan katmanlı tortul kayalar, bir zamanlar bu gezegende suyun var olduğunu kanıtladı. Araştırmacılar bu gelişmelerin ardından yüzeyde su aramak yerine yüzey altı kaynakları incelemeye odaklandı. Tarihler 2018 yılının Temmuz aynı gösterdiğinde NASA yeni bir keşfe imza atarak tüm dünyaya yeni bir resim paylaştı. Bu resimde ortalama 20 kilometrelik bir alana yayılmış buz altı su kütlesi görünüyordu. Bu su kütlesi, bugüne kadar Kızıl gezegende bulunan en büyük hacme sahip su kütlesidir.
Keşfedilen bu su, buz yüzeyinin yaklaşık 1.5 kilometre derininde bulunuyor. Fakat Mars’ta su bulunması sizi hemen umutlandırmasın. Zira haberler pek de olumlu değil. Çünkü bulunan bu element, içilebilir bir su değildir. Yani diyebiliriz ki Kızıl gezegende su vardır, ancak bu su içilebilir su değildir.
Mars’ta Yaşam Arama Çalışmaları
NASA, Ay projesini başarıyla tamamlamasının ardından rotasını ve gelecek vizyonunu tamamen Mars’a endeksledi. Bu gezegene yapılan araştırmalar sadece NASA ile sınırlı kalmadı. Artık günümüz dünyasında ‘sivil uzaycılık’ adında bir kavram çıktı. Yüksek gelirli insanlar kendi uzay ajanslarını kurarak NASA’dan bağımsız bir şekilde uzay araştırmaları yapabiliyor. Bunun en büyük örneği Elon Musk. Sahibi olduğu SpaceX ile geçtiğimiz günlerde atmosferin dışına roket göndererek ilk bireysel uzay yolculuğunun adımını atmış oldu. Bu başarının ardından açıklama yapan Elon Musk, artık SpaceX firmasının tek misyonunun Mars’a insanlı yolculuk yapmak olduğunu söyledi.
Diğer yandan araştırmacıların umudunu bu gezegenden yana diri tutmasını sağlayan bir gelişme yaşandı. NASA, Mars yüzeyinde 10’ar kilometrelik çapa sahip 2 adet tuzlu göl buldu. Bu göller yapı itibariyle ülkemizde bulunan Salda Gölüne benziyor. Ve bu buluş gösterdi ki Mars gezegeninde yaşam olasılığı mümkün… Fakat sizlere bir kötü haberimiz var. NASA uzmanı Isaac Smith, Mars’ta sıvı olduğu iddiasının doğru olmadığını açıkladı. Radarlara su olarak yansıyan bu tabakanın aslında donmuş bir kil tabakası olduğunu, donmuş killerin radar görüntülerinde yansıma yaparak su gibi görünebileceğini ve ne yazık ki Mars’ta suyun henüz bulunmadığını söyledi.
Perseverance Keşif Aracı
Mars çalışmaları kapsamında bu gezegene son gönderilen araç ‘Perseverance’ isimli son teknolojik öğelerle donatılmış keşif aracı oldu. 30 Temmuz 2020 tarihinde dünyamızdan fırlatılan bu aracın Mars yüzeyine inmesi ise tam 7 ay sürdü. ‘Perseverance’ Kızıl gezegene bugüne kadar gönderilmiş en üst teknoloji ürünüdür. Birçok farklı donanımsal ve yazılımsal özelliği ile türünün en iyi diyebiliriz. Zaten bu aracın oluşturulmasında harcanan paranın 2,4 milyar dolara ulaşması, onun ne derece üstün bir keşif aracı olduğunu doğruluyor. Ayrıca araç için harcanan 2,4 milyar dolar ile yetinilmedi. Aynı zamanda da Perseverance keşif aracının Mars yüzeyine inebilmesi için de 300 milyon dolardan fazla para harcandı.
Perseverance, bünyesinde bulundurduğu 20 adet yüksek çözünürlüklü kamera ve 1 adet mini helikopter ile Mars çalışmalarına 2020 yılının son çeyreğinden beri devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde NASA tarafından yayınlanan Perseverance aracının Mars yüzeyine iniş anı görüntüleri, bu keşif aracının üzerinde bulunan kameraların ne derece kaliteli olduğunu bizlere gösterdi. Görev süresince dünyaya gönderdiği resimler sayesinde birçok konuda bilim insanlarının aydınlanmasına neden oldu. Ayrıca yüzeyinde bulunan robotik teknolojisi sayesinde Mars yüzeyinden birçok yeni yapı örneği aldı.
Peki Mars’ta bunca yıldır yaptığımız çalışmalar ve gönderdiğimiz keşif araçları sayesinde ne kadar yol kat ettik? Mars’ta şimdiye kadar ne buldu? Bu bulgular ışığında Mars’ta yaşam olduğunu söylemek mümkün mü? Öncelikle bugüne kadar yapılan çalışmalar sayesinde bizlere yaşam umudu veren birçok bulguya sahip olduk. Umudumuzu daha da arttıran bulgulardı bunlar. Ancak tüm bu veriler doğrultusunda Mars’ta hayat var demek için henüz çok erken…
Bu içerik de ilginizi çekebilir:Saçlarıyla Başı Dertte Olanlar; Ashley Joy Ürünleri ile Tanışın!