İlişki Sonrası Bağlanma Hissi Nasıl Olur? Oksitosin Hormonu Nedir?
Yazıda Neler Var?
Cinsel ilişki sonrası partnerimize kendimizi daha bir âşık, daha bir bağlanmış hissederiz. Bu duygunun ilişki sonrasında yaşanması çok normaldir. Çünkü vücudumuz, diğer adı aşk hormonu olan oksitosin hormonunu salgılamaya başlar. Bu hormon salgılanmaya başladığında, kişi yanındakine daha bir güven duyarak onu kendisine daha yakın hisseder.
Aslında yaşadığımız bağlanma hissi aşk duygusundan öte bir şehvettir. Aralarında aşk gibi güçlü bir duygu olmadan cinsel birliktelik yaşayan çiftler salgılanan hormon sayesinde kendilerini birbirlerine yakın gibi hissederler. Ve bu duyguyu o anın şehveti ile aşk gibi hissederler. Ancak genellikle sabah uyandıklarında böyle olmadığının farkına vararak kendi yollarına giderler. Elbette ki ten uyumu yüksek kimselerde aşka doğru da gidebilen birliktelikler de vardır. Ama geneline bakıldığında yaşanılan duygu anlıktır.
Cinsel birliktelik anında yaşadıklarınızı aşk zannedebilirsiniz ancak bu yalnızca beyninizin size verdiği komutlardır. Birbirini seven iki kişi arasında bu bağlanma daha yoğun hissedilebilir. Aşk, şehvet ile birleştiğinde kişi kendisini daha bir güven duygusu içerisinde hisseder.
Tabii ki her cinsel birliktelik sonrası bağlanma hissi yaşanmaz. İstenmeyen evliliklerde, cinsel taciz ve tecavüze uğrayanlarda bağlanma duygusu söz konusu olamaz. Kişi sevmediği ya da zorla evlendirildiği bir kimseyle birliktelik yaşadığında herhangi bir şehvet duygusu yaşamaz. Tamamen isteksizce yaşanan bu birliktelik sonrası tek taraflı bir haz yaşanır ya da hiç yaşanmaz. Tecavüz mağdurlarının da yaşadığı durum bundan farklı değildir. İsteksizce gerçekleşen cinsel ilişki mutluluk getirmez. Tam tersine kişiyi içinden çıkılamaz duygu durumunun içine sürükler.
O nedenle bağlanma hissi iki kişinin kendi rızası ve isteğiyle gerçekleşen birlikteliklerde gerçekleşir. Tek taraflı olan birliktelikler de şehvet duygusu ortadan kalkar. Kişinin sadece kendisini tatmin etme durumu yaşanır.
Oksitosin Hormonu Nedir?
Diğer adıyla aşk hormonu olan oksitosin, cinsellikle çok önemli bir rol oynuyor. Sadece üstlendiği görevler cinsellikle de sınırlı değil. Oksitosin hormonu sosyal hayata tutunmadan tutun da hayatımızdaki fizyolojik ve psikolojik olaylarda da önemli bir yer tutuyor. Oksitosin hormonunun yüksekliği olumlu etkenler yaratırken eksikliğinin yaşanması da bazı sağlık sorunlarına işaret olabiliyor.
Örneğin; yeni doğum yapan annelerde emzirme sorunlarıyla birlikte anneliği yönetememe gibi psikolojik ruhsal bozukluklara, duygu durum bozukluklarına sebep olabilmektedir. Buradan da anlaşılacağı gibi erkeklerde oksitosin hormonun bağlanmayı arttırdığı ancak kadınlarda yeni doğum yaptıkları süreçte olumsuz etkiler yarattığı da gözlenmiştir.
Beyine sinyal gönderen haberci bir hormon olan oksitosin, insanların davranışlarını da yönlendirici bir etkiye sahiptir. Cinsel birliktelik sırasında da hazza ulaşıldığında beyine bir takım sinyaller ulaştırır. Bu da salgılanan hormon ile çiftleri birbirine daha yakın hissettirir.
Yapılan araştırmalar sonucunda da oksitosin hormonunun cinsel haz dışında ağrı kesici etkisinin olduğu gözlenmiştir. Aynı zamanda yara tedavisinde de iyileştirici etkisi saptanmıştır. Olumlu bir hormon olan oksitosin kaygı bozukluklarının giderilmesinde, güven duygusunun arttırılmasında etkilidir.
Oksitosin hormonu hem erkeklerde hem de kadınlarda görülen bir hormondur. Yapılan araştırmalar sonrasında bu hormonun kadınlarda daha etkili olduğu tespit edilmiştir. Kadınlarda daha etkili olan bu hormonun erkeklerdeki etkisi tam olarak anlaşılamamaktadır. Olumlu ve olumsuz etkileri kadınlarda daha fazla görülmektedir. Normal doğum yaşayan anne adaylarında oksitosin eksikliği rahim kasılmalarının yavaşlamasına ve zorlu ve sancılı bir doğum yaşanmasına sebep olur. Oksitosin hormonunun yüksek olduğu anne adaylarında ise tam tersine kolay ve rahat bir doğum yaşanmasını kolaylaştırır.
Ağrı kesici etkisi olan oksitosin sayesinde ağrıya ve sancıya daha bir dayanıklılık sağlar ve doğuma katkı sağlar. Lohusa depresyonu olarak adlandırdığımız taze annelerin yaşadığı depresyon durumları da oksitosin eksikliğinin bir sonucudur.
Oksitosin Hormonu Ne İşe Yarar?
Oksitosin hormonunun vücutta üstlendiği bir takım görevler vardır. Eksikliğinde olumsuz etkileri olduğu gibi faydaları oldukça fazladır. Birçoğumuz farkında bile olmadığı bu belirtiler nelerdir?
En bilinen etkisi çiftlerin ilişki sonrası birbirine bağlılığını arttırmasıdır. Orgazm sonrasında çiftlerin yüksek haz almasını sağlar. Aynı zamanda bu bağlanma etkisi yeni doğum yapmış anne ve bebek arasında da bulunur. Anne özellikle emzirme döneminde kendisini sürekli bebeğine bağlı hisseder. Anne ve bebek arasındaki bağların en güçlü olduğu dönemdir. Bu durum da oksitosin hormonunun yüksek hissedilmesinden kaynaklanır.
Mutluluk hormonu salgılayan oksitosin sayesinde stres ve depresyon yaşayan kişilerin bu süreci daha kolay atlattığı gözlenmiştir. Yani oksitosin stresi azaltır. Depresyonu ve kaygı bozukluğu yaşanmasını engeller. Hayata daha pozitif bakmanızı sağlar.
Ağrı duyusunu hafifleten oksitosin sayesinde anne adayları daha kolay bir doğum gerçekleştirirler. Özellikle normal doğum gerçekleştiren annelerde daha kolay bir doğum imkânı sağlar. Doğum sonrasında da oksitosin hormonu yüksek annelerde daha sağlıklı bir emzirme süreci işler. Anne lohusalık sürecini daha kolay ve pozitif olarak geçirir. Anne adayları için oldukça etkili bir hormondur.
Beyine olumlu sinyaller gönderen oksitosin sayesinde cinsel uyarılma daha yüksek seviyede olur. Cinsel istek bu hormonu salgılayan kişilerde daha fazladır. Erkeklerde ereksiyonu yüksek seviyede tutar. Ve daha haz dolu, uzun bir birleşme sağlar.
En iyi etkilerinden birisi de sosyalleşmedir. Oksitosin hormonu yüksek kişiler çevresine karşı daha pozitif, mutlu kimselerdir. Oksitosin hormonunun düşüklüğü durumunda kişiler içine kapanır ve toplum içine girmek istemezler. Mutsuz hissederler ve yalnızlaşırlar.
Yüksek haz sonrasında bir rahatlama yaşanır ve uyku hâli olur. Bu da oksitosin hormonu sebebiyle gerçekleşir. Hazza ulaşan çiftler rahat ve huzurlu bir uykuya geçerler. Bu da yüksek hazda rahatlama sayesinde olur.
Hafızayı diri tutar ve daha dinç hissettirir. Düşünceyi pozitif etkiler ve unutkanlığı engeller. Çiftler arasındaki bağları güçlendirir. Yüksekliğinde olumlu etkileri olduğu gibi oksitosin düşüklüğünde de belirtileri dikkate alınmalı ve bir hekime danışılmalıdır.
Oksitosin Eksikliği Nasıl Giderilir?
Öncelikle oksitosin eksikliği hissediyorsanız bir doktora muayene olmanız yararlı olacaktır. Düşük oksitosin olduğu belirlenir ise mutlaka hekiminiz tarafından ilaç tedavisine başlanır. Herhangi bir doğum sonrasında değil ise ek destek için uygulanıyorsa tablet ya da sprey alternatifleri kullanılabilir. Ancak sprey tabletlere göre daha kısa sürede daha etkili bir sonuç almanızı sağlar.
Ancak, anne adaylarının normal doğum yapabilmesini kolaylaştırmak için tercih ediliyorsa ampul şeklinde olanlar kullanılmalıdır. Ampul şeklinde olanlar doğum anında annenin açık olan damar yolundan enjekte edilerek uygulanır. Böylece doğumun daha kolay olması sağlanır.
Tabii ki hangi formda alınırsa alınsın oksitosin tedavisinde alınan ilaçların doktor tavsiyesi ve kontrolü altında alınması gereklidir. O nedenle ilaç tedavisi uygulamadan önce mutlaka bir doktora danışmanızda fayda olacaktır.
Aloe Veranın Cildimiz Başta Olmak Üzere Bize Faydaları