Grip ile Nezle Arasındaki Farklar Nelerdir?
Yazıda Neler Var?
Hastalık belirtileri birbirine çok benzerlik gösterdiği için bu iki sağlık sorununun karıştırılması oldukça doğaldır. Grip ile nezle arasındaki farkları daha iyi anlamak için öncelikle bu iki semptomun genel tanımlarını bilmekte fayda var.
Grip, bilindiği üzere influenza adı verilen bir virüsün vücuda teması ile beliren rahatsızlıktır. 40 derecelere varan ateş ve yoğun eklem ağrıları gribin en belirgin belirtilerindendir. Halsizlik ve kuru öksürük, bu rahatsızlığın diğer belirtileri olarak gösterilir. Grip için en genel tanımıyla bir tür enfeksiyon hastalığıdır diyebiliriz. Ayrıca bu virüs özellikle çok hızlı yayılmasıyla dikkat çekiyor. Temas ile bulaş riski arttığı gibi aynı zamanda solunum yoluyla da bireylere kolaylıkla bulaşabiliyor. Nezleye göre gribal enfeksiyonların daha çok üzerinde durulmasında fayda var. Çünkü gribal enfeksiyonlar ilerlemesi halinde bireylerde daha büyük rahatsızlıklara sebep olabilmektedir.
Son yıllarda covid-19’un dünya geneline yayılmasıyla birlikte grip konusu aslında hayatımızın her alanına girdi. Gerek sosyal medya üzerindeki paylaşımlar olsun gerekse haber bültenlerinde bildiriler, grip konusunda hepimiz yeteri kadar bilgi sahibi olduk. Ancak yine de belirtileri birbirine yakın olduğu için nezle soğuk algınlığı ile karıştırılabiliyor. Gribin ne olduğunu yukarıda belirttik. Peki nezle soğuk algınlığı nedir? İşte cevabı…
Nezle, özellikle kış mevsiminde görülen ve hayli yaygın olan bir sağlık sorunudur. Kış mevsiminde artan soğuk havaların insanlar tarafından fazla hissedilmesiyle ortaya çıkar. Korona, rinovirüs ve RSV gibi salgın virüsler özellikle soğuk havalarda daha aktif ve bulaşa sahiptir. Nezlenin toplumumuzca soğuk algınlığı olarak ifade edilmesinin sebebi de budur. Diğer yandan belirtmekte fayda var ki soğuk algınlığının vücuda tesiri, gribe oranla hayli düşüktür.
Grip ile Nezle Arasındaki Farklar Nelerdir?
Grip ve nezle ilk bakışta birbirine benzer bir hastalık olarak görünse de aslında arasında büyük farklar vardır. Öncelikle gribe sebep olan tek virüs yani korona virüs vardır. Ancak nezlede bu durum değişir. Nezlenin oluşumuna 200’ün üzerinde virüs sebep olmaktadır. Peki tüm bu unsurlar göz önünde bulundurulduğunda grip ile nezleyi birbirinden nasıl ayırt edebiliriz?
Nezle halk arasında aynı zamanda üşütme, vücut kırıklığı gibi terimler ile de ifade edilir. Bu rahatsızlıklar genelde havaların ani ısınma ve soğuma anlarında sıkça görülür. Eğer hapşırma, burun akıntısı ve kırgınlık gibi belirtileri taşımaya başladıysanız bunun korona virüs olduğunu düşüp hemen panik etmeyin. Çünkü yaşadığınız sorunsal soğuk algınlığı da olabilir. Bunun için nezle ile grip arasındaki farkları bilmeniz sizin yararınıza olacaktır.
Öncelikle şunu söylemekte fayda var: bu farkın ayırt edilmesinde en doğru olan hekimlere başvurup sağlıklı bir teşhisin koyulmasını sağlamaktır. Yine de bazı belirtileri göz önünde bulundurarak kendimiz de bu konuda fikir sahibi olabiliriz. İşte grip ile nezle arasındaki farklar:
- Grip hastalığına yakalanan bireyde yüksek ateş görülmektedir. Ancak nezlede ateş seviyesi fazla yüksek olmaz.
- Gripte baş ağrıları şiddetli olarak görülür. Nezlede ise baş ağrısı olmaz, olsa bile çok düşük seviyede hissedilir.
- Boğaz ağrısı gribin en önemli belirtilerinden birisi olarak belirtilir. Soğuk algınlığında ise boğaz ağrısı pek fazla hissedilmez.
- Vücuttaki eklem yerlerinde şiddetli ağrılar görülür gripte. Fakat soğuk algınlığında bu belirtiler görülmez.
- Soğuk algınlığında burun enfeksiyonu sık görülür. Gripte ise burun genellikle kuru olur. Bunun sebebi nezlenin bir üst solunum yolları enfeksiyonu olduğu içindir.
- Öksürük gripte şiddetli görülürken nezlede bu durum hafif geçer.
- Soğuk algınlığından kaynaklanan rahatsızlıklar hafif seviyede geçer ancak gribin yarattığı komplikasyonlar sonucu rahatsızlıklar ileri seviyeye ilerleyebilir.
- Soğuk algınlığı bir üst solunum yolu enfeksiyonudur. Herhangi bir aşısı yoktu. Sadece ilaç yardımıyla bu sorunun üstesinden gelinir. Fakat gribin aşısı mevcuttur. Ayrıca ilaç tedavisi ile iyileşme süreci desteklenir.
Grip ve nezle soğuk algınlığının genel tanımlarını ve bu iki semptomu birbirinden ayıran farkları anlattık. Ancak toplumumuzun merak ettiği diğer bir konu ise soğuk algınlığından ve gripten korunmanın yollarıdır. Yazımızın devamında bu konu hakkında detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz.
Grip ve Nezleden Korunmak İçin Neler Yapılmalı?
Gripten korunmak, son yıllarda hayatımıza giren ve toplum yapısını kökten değiştiren korona virüsün ardından daha da ön plana çıktı. Bu virüs yüzünden yaşanan yüksek oranlı ölümler bireylerin tedirgin olmasına sebep oldu haliyle. Kulaktan dolma bilgiler çoğu zaman insanların sağlığını korumaktansa daha da tehlikeye atmaktadır. Bu sebeple kış mevsimine girdiğimiz şu günlerde sizlerin doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmanız için bu yazıyı derledik.
Öncelikle belirtmeliyiz ki gripten korunmanın en etkili ve öncelikli uygulaması aşıdır. Dünya genelinde uzmanların yaptığı tüm açıklamalar ve uyarılar bu yöndedir. Aşı vurulan toplumlarda grip oranlarının minimum seviyelere düştüğü görülmüştür. Fakat aşının yanında alacağımız birtakım basit uygulamalar ile salgın grip hastalıklarının önüne geçebiliriz. İşte bu konuda yapmamız gerekenler:
Toplum içindeki yaşantımızda muhakkak ki maske kullanımına başvurmalıyız. Zira yapılan araştırmalar göstermiştir ki soğuk algınlığa ve gribe sebep olan virüslerin en çok yayılım gösterdiği yöntem, nefes yoluyladır. Ülkemizde de bu durum yasalarca önlem altına alınmıştır. Zaten hükümet yetkilileri sosyal alanlarda maske kullanımı zorunlu bir hale getirdi.
Hijyen, asırlar öncesinden beri salgın hastalıklardan korunmanın en etkili çözümleri olarak gösterilmiştir. Özellikle el hijyeni bu konuda başı çeker. Virüsler temas yoluyla da bulaştığı için genellikle el üzerine yapışır. Eğer düzenli aralıklar ile elimizi yıkarsak virüslerden kurtulmuş oluruz.
Diğer yandan tüm hastalıklardan korunmanın en önemli etkenlerinden biri olan beslenme düzeni, grip ve soğuk algınlığından korunmada da çok etkilidir. Kış aylarında C vitaminli meyve tüketimine özen gösterilmelidir. Ayrıca protein ve sebze ağırlık beslenme, bireyleri bu tür salgın hastalıklara karşı korumada yardımcı olacaktır.
Kalabalık ortamlardan uzak durmalıyız. Çünkü gribin yayılmasına neden olan virüs en çok kalabalık ortamlarda yayılım sağlıyor. Bu virüs ağız yoluyla bulaş sağlarken aynı zamanda da temas ile yayılım gösteriyor. Bu sebeple toplum içindeki faaliyetlerimizde sosyal mesafeye özen göstermeliyiz.
Vücudumuz gündelik hayatta oldukça fazla efor sarf ederek bitkin düşer. Virüsler ise en çok yorgun ve bitkin düşen vücutları hedef almaktadır. Çünkü bağışıklık sistemimizin sağlıklı işleyebilmesi için zinde bir bedene sahip olmamız gerekir. Bilindiği üzere uyku bağışıklık sistemine iyi gelir. Dinlenen vücudumuz sayesinde bize bulaşmak için pusuya yatan virüslerden korunmamız mümkün.
Son olarak günlük yaşantımızda sıvı tüketimine dikkat etmeliyiz. Uzmanların belirlediği oranlarda sıvı ihtiyacımızı mutlaka karşılamalıyız. Su, vücut direncini arttırır. Fakat aynı zamanda da solunum yollarımızın nemli kalmasını sağlar. Virüsler kuru boğazlara daha çabuk tutunur ve bu da hasta olmamız ile neticelenir.
Solunum yolları hastalıklarının seyri çok ileriye taşınmasa da gribal enfeksiyonlar yakın süreçte vücut için büyük sorunlar doğurabilir. Eğer gribal bir enfeksiyona maruz kaldığınızı düşünüyorsanız muhakkak ki bir uzman hekime gitmelisiniz. Çünkü bazı durumlarda hastalar için antiviral tedavi yöntemi uygulanması gerekebilir.
Bu içerik de ilginizi çekebilir:Tarte Shape Tape Concealer İnceleme: Fiyatına Değer mi?