Depresyon Nedir? Depresyon Türleri Nelerdir? Depresyon Tedavisi
Yazıda Neler Var?
Depresyon, anlık bir durum değildir ve neredeyse tüm davranışlarınızı olumsuz etkileyen bir duygu durum bozukluğudur. Günlük rutin içerisinde her şey normal seyrinde ilerlerken bir anda tersine dönebilir ve hayat yaşanmaz bir hâl almaya başlayabilir. Depresyon yaşayan kimse hiçbir şeyden zevk almamaya ve kendisini hayattan soyutlamaya başlar.
Çoğunlukla depresyon durumunu yaşayan kimseler bu sorunu kendi içlerinde çözmeye çalışırlar. Dışarıya yansıtmadıklarını düşünürler. Ancak durum çok da göründüğü gibi değildir. Bu uzun süreli bir duygu durumudur ve kolay bir şekilde çözüleceğini düşünmek hata olur. Tedavisi mümkündür ancak hangi aşamada olduğu önemlidir. Tedavi sürecinin uzun ya da kısa olması da hangi aşamada olduğuna göre şekillenir.
Belli bir yaş grubunda olur demek yanlış olacaktır. Çünkü depresyon her yaş grubunda gözlemlenebilen bir rahatsızlıktır. Birçok çevresel faktör bu durum üzerinde etkilidir. Hayat tarzımızdan hayatımızdaki kişilere, iş hayatımızdan özel ilişkimize kadar birçok etken sebep olabilir.
Depresyon yaşayan kimse, durumu genellikle çok geç kabullenir ve genellikle tedaviye geç kalabilir. Bu süreçte yalnızlaşır, toplum içerisine girmek istemez, kendisini sürekli mutsuz hisseder. Yaşadığı duygusal boşluk sebebiyle de kabuğuna çekilebilir. Günümüzde psikoterapi yöntemleriyle gerektiğinde ilaç tedavisi de uygulanarak kolaylıkla atlatılabilir.
Depresyon Türleri Nelerdir?
Depresyonu hayatımızda yaşadığımız birçok durum tetikleyebilir. Depresyonun altında yatan neden çok önemlidir. Öncelikle hastanın ne tür bir depresyon yaşadığı tespit edilir buna göre de uygun tedavi yöntemi belirlenir.
- Major Depresyon: Bir diğer adıyla major depresif bozukluk. Klasik ve yaygın türü olarak karşımıza çıkan majör depresyon; olmayan bir şeyi varmış gibi hissetme, yanlış anlama hatta ileri boyutta gerçeklikten uzaklaşıp halüsinasyon görmeye kadar gidebilir. Uyku düzenini, aile hayatını, çevresiyle olan ilişkilerini hatta yemek yeme alışkanlığını bile bozabilir. İleri derecede yaşayan hastalarda intihara yönelim bile gözlenebilir.
- Kalıcı Depresif Bozukluk: Adından da anlaşılacağı üzere uzun süreli bir depresyon durumudur. Elbette bu tanının konulabilmesi için hastanın depresyonun en az iki yıl süreyle devam ediyor olması gerekir. Tedavisi mümkündür ancak kişi ciddi ataklar geçirerek sürekli başa dönebilir.
- Doğum Sonrası Depresyon: Hamilelik sürecinde gözlemlenebileceği gibi yaygın olarak doğumdan sonraki ilk dört haftadan sonra kendisini göstermeye başlar. Günümüzde doğum sonrası depresyonu yaşayan kadın azımsanmayacak kadar fazladır. Anneliğe alışma sürecinde anne kendisine daha az zaman ayırmaya başlar. Yaşanan uykusuzluklar ve duygusal süreç ile birlikte depresyona sürüklenebilir. Genellikle uyum sürecinden sonra azalma göstermesi gerekir. Ancak sürekli bir hale geldiyse mutlaka bir yardım alınmalıdır.
- Bipolar Bozukluk: Diğer adıyla manik depresyon, dönem dönem değişen ruh halini ifade eder. Hasta gün içerisinde kendisini çok mutlu hissederken bir anda çok kötü hissetmeye başlayabilir. Bipolar bozukluk yaşayan kişi genellikle yaşadığı duygu değişikliğinin farkında olmaz ve ilerleyen depresyon sebebiyle intihara kadar sürüklenebilir. Bu sebeple bir uzmandan erken dönemde yardım alması önemlidir.
- Psikotik Depresyon: Halüsinasyonlar ile kendisini gösterir. Hasta görmediği şeyleri bile gördüğüne kendisini inandırır. Hatta çevresini bile bu duruma ikna etmeye çalışır. Sadece kendisinin bazı şeyleri gördüğünü ya da duyduğunu düşündüğünde suçluluk hissine kapılabilir.
- Mevsimsel Afektif Depresyon: Mevsim geçişlerinin etkilediği bir duygu değişimidir. Genellikle yazdan kışa girerken ya da bahar döneminden yaz aylarına geçişlerde görülür. Kişi kendisini sürekli yorgun ve uykusuz hisseder. Sürekli uyuma ihtiyacı duyar.
- Durumsal depresyon: Kişiden kişiye değişen bir duygu değişikliğidir. Genellikle kısa süreli olur. Anlık olumsuz bir durumun yarattığı depresyon şeklidir.
Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Semptomlarının kişiden kişiye değişiklik gösterdiği depresyonun da belli başlı belirtileri vardır. Yaşadığınız belirtiler hayatınızı olumsuz etkilemeye başladıysa mutlaka bir uzmandan yardım almakta fayda vardır. Depresyonun yaygın olarak gözlemlenen belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Kendini sürekli olarak üzgün ve mutsuz hissetmek
- Hiçbir işe konsantre olamamak
- Toplumdan uzaklaşma, yalnızlaşma
- Yemek yeme alışkanlıklarında değişiklik. (az yemek yeme ya da aşırı yemek yeme)
- Kişiye göre değişiklik gösteren uyku bozuklukları
- Günlük hayattan zevk almamaya başlamak, kendini soyutlamak
- Sürekli kararsız kalmak
- Yorgun ve halsiz hissetme
- Enerji düşüklüğü
- Halüsinasyon görmeye başlama
- Kendine zarar verme düşünmesi, intihara meyilli olma
Yukarıda sıralanan belirtileri kendinizde gözlemliyorsanız eğer yaşadığınız geçici bir durum değil ise ve sürekli bir hâl almaya başladıysa mutlaka bir hekime danışmakta fayda vardır. Depresyon bir kerelik olmayabilir. Tedavi olmayıp atlanan depresyonlar tekrar kendisini gösterebilir. Uzmanların yaptığı araştırmaya göre depresyon yüksek oranda kadınlarda gözlenmektedir. Genellikle orta yaş grubunda daha sık rastlanan depresyon belirtileri her yaş grubunda da kendisini gösterebilir. Erken tanının çok önemli olduğu depresyonların belirtileri göz ardı edilmemelidir.
Depresyon Tedavisi
Depresyon tedavisinde erken tanı hızlı yol alabilmek için oldukça önemlidir. Uzun süreli depresyonların tedavi süreçleri de uzayabilmektedir. Hastaya konulan tanı sonrasında tedavi yöntemleri belirlenir. İlaç ya da psikoterapi yöntemi ile tedavisi mümkündür.
Özellikle hafif seyreden depresyonlarda psikoterapi yöntemi ile oldukça hızlı sonuçlar elde edilebilmektedir. Genellikle iki ay gibi kısa bir sürede sonuç alınabilir. Orta seyirde geçen bir depresyon durumunda ise genellikle psikoterapi yöntemine ek olarak ilaç tedavisi de uygulanmaktadır. Süreç uzar ve tedaviden sonuç elde edilemez ise manyetik uyarım tedavi yöntemine başvurulabilir.
Depresyon ileri bir aşamaya gelmişse ve uygulanan tedavilerden net bir sonuç elde edilemiyorsa hastanın hastanede tedavisine devam etmek gerekebilir. Hastanede gerçekleşen tedaviler ağır bir süreci başlatır. Gerekli görüldüğünde ilaçlar ağız yolu yerine damar yolu ile verilir. Psikoterapi yöntemi arttırılır tedavi uzun bir sürece yayılır. Hafif seyreden bir depresyona göre daha yavaş ilerleme kaydedilir. Hastanın uygulanan tedaviler ile toparlanması gözlenir. Tedavi süreci en kısa ihtimalle altı ay devam eder. Sonuç elde edilemeyen hastalarda bu süre süresiz olarak devam eder.
Tanı konulan hastanın tedavisi depresyonun türüne göre belirlenir. Her hastanın duygu durum bozukluğu farklı olduğu için tedavi yöntemi de kişiye özeldir. Hekim tarafından uygun yöntem belirlenir ve tedavi süreci başlatılır. Hastane sürecine başvuran hastaların umutsuzluğa kapılmaması en önemli aşamadır. Birçok hastanın olumlu sonuçlar elde ettiği yadsınamaz bir gerçektir.
Hastane tedavi süreci sonrasında birçok hasta normale dönmekte ve toplum içindeki yaşamlarına devam edebilmektedir. Ama unutmamak gerekir ki depresyon aynı duygu durumunu yaşadığınızda kendisini hatırlatabilir ve tekrarlayabilir. Böyle belirtiler hissedildiğinde zaman kaybetmeden bir hekime danışmak en doğrusu olacaktır.
Bu içerik de ilginizi çekebilir: Haftada Kaç Kez Cinsel İlişkiye Girilmeli?