Bridgerton Dizi İncelemesi: Konusu ve Karakterleri (Spoiler Free)
Yazıda Neler Var?
Netflix’in en çok izlenen dizisi olma rekorunu elinde tutan Bridgerton hakkında bir analiz hazırladık. Bu yazımızda Daphne’nin hayal kırıklıklarının, Simon’un ‘Bad Boy’ hallerinin derinlerine giderek sizleri 1800’lerin Londra’sında misafir edeceğiz. Fakat merak etmeyin, bunları yaparken tadınızı kaçıracak spoiler’lara yer vermeyeceğiz. Hazırsanız, başlayalım!
Bridgerton İnceleme
Dizimiz evlenmeye hazır İngiliz gençlerinin birbiriyle tanıştığı “Balo Sezonu” adı verilen bir dönemde geçiyor. Burada evlenmeye hazır genç kızlar kraliçenin huzuruna çıkarak kendilerine aday olacak kişiler için tanıtılıyorlar. Sonrasında ise bu adayları değerlendirerek kendileri ve aileleri için en uygun kişiyle hayatlarını birleştiriyorlar.
Bu genç kızlardan diğerlerine göre daha fazla öne çıkan iki kişi var. Daphne Bridgerton ve Marina Thompson. Birbirinden pek fazla hoşlanmayan ailelerin kızları kraliçeden ve sosyeteden yoğun ilgiye maruz kalıyorlar. Fakat dizide de söylenildiği gibi “Bir kadın ne kadar hızlı parıldıyorsa, yanışı da o kadar tez oluyor.”.
Ve dizinin anlatıcısı, dizinin Gossip Girl ile çok benzediği nokta olan Lady Whistledown’dan bahsetmeden olmaz. Bütün dedikodulara hâkim olan bu kadın, sır gibi sakladığı kimliğiyle herkesin söylemeye cüret edemediği şeyleri söylüyor. Şehir sakinlerini ve Kraliçe Charlotte’u oldukça meraklandıran bu yazarın kim olduğunu keşfetmek bir göreve dönüşüyor.
25 Aralık 2020’de Netflix’te yayınlanan dizinin yaratıcısı Chris Van Dusen. Scandal, Grey’s Anatomy ve Private Practice ile tanınan yaratıcı, meşhur televizyon yapımcısı Shonda Rhimes ile çalışarak bu projeyi yaratıyor. Özellikle MTV ve BAFTA ödüllerinde adaylıkları bulunan Bridgerton toplamda 5 ödül almış. Sevilen dizinin IMDb puanı ise 7.3/10.
Bridgerton Kaç Sezon, Kaç Bölüm?
İlgiyle ve merakla izlenen dizimizin ilk sezonunda yaklaşık 60 dakikalık 8 bölüm yer alıyor. Döneme bizleri ısındıran dizi feminist mücadeleye ve romantik bir aşka ev sahipliği yapıyor. Daphne’nin her şeyden habersiz yetişmesine isyanlarını, Eloise’in evlilikten nefret edişini izlerken zaman hızla geçiyor. Sezonu nasıl bitirdiğinizi kesinlikle fark edemiyorsunuz. Üstelik Simon ve Daphne’nin birbirleriyle çekimlerinden söz etmiyoruz bile.
21 Ocak’ta Bridgerton Twitter hesabının yayınladığı bilgiye göre dizimiz ikinci sezonda da Netflix’te olacak. Şu sıralar çekimleri sürdürülen dizinin 2022 yılında yayınlanması bekleniyor. İkinci sezonda Daphne’nin ağabeyi Athony Bridgerton’un evliliğine odaklanılacağı düşünülüyor. Diğer karakterlerin başlarına neler geleceği de merak konusu. Ayrıca 3. ve 4. sezonları da onaylanan romantik dizinin yeni sezonlarını sabırsızlıkla bekliyor olacağız.
Bridgerton Konusu
Dizinin hikayesi Julia Quinn adlı yazarın ‘The Duke and I’ isimli roman serisine dayanıyor. Ek olarak, Bridgerton ailesinin 8 çocuğunun aşk hayatlarının bahsedildiği seriye sadık kalınırsa tüm serinin diziye aktarılacağını söyleyebiliriz.
İlk sezonda neler olduğuna biraz daha detaylı bakalım. Her şeyden önce dizide klişe bir hikâyenin çağdaşlaştırılmış şekilde sunulduğunu söyleyebiliriz. İyi olmaktan başka özelliği bulunmayan genç kızın, sorunlu geçmişli bir adamla aşkı olarak özetleyebiliriz. Ancak dizide bazı şaşırtıcı ögeler olduğunun da altını çizmemiz gerekir.
İlki, o dönemler için gerçek dışı olan şeyin, siyahilerin toplum içinde bu derece yer bulması. Örneğin şimdilerin İngilteresinde bile kraliyet ailesinde bir siyahinin olması ırkçı bir şekilde reddediliyor. Ki dizide sanki hiç böyle bir durum yokmuş gibi gözüküyor. Kraliçe, dük ve düşes konumlarında yer alan karakterlere ‘Biz eşitiz.’ vurgusu yapılmadan yer verilmiş. Bu her ne kadar ütopik bir gerçeklik olarak karşımıza çıksa da öyle olması umulan bir gerçeklik bizim açımızdan.
İkinci olarak, dizi bir dönem dizisi olmasına rağmen 21. yüzyılın feminist bakış açısı dönemde yer alıyor. Irkçılık konusunda ütopik bir gerçeklik yaratan dizi ek olarak ataerkil topluma eleştirilere yer vermeden geçmemiş. O dönemin kadınlara bakış açısı kıymetli, düşmüş ya da mürebbiye iken dizide her biri değerli konumda gözüküyor. Okumanın evlenmekten kesinlikle daha önemli olduğunu düşünen kadınlar ataerkil düzene karşı olarak konumlandırılmış. Böylece yine o dönemin koşullarına uymayan ancak öyle olmasını istediğimiz bir dönem ortaya çıkıyor.
Bridgerton Oyuncuları
Yıldızı yeni parlayan, ancak uzun süre sönecek gibi gözükmeyen oyuncu kadrosundan bazı isimler şöyle:
Simon Basset: Rege-Jean Page
Daphne Bridgerton: Phoebe Dynevor
Anthony Bridgerton: Jonathan Bailey
Eloise Bridgerton: Claudia Jessie
Penelope Featherington: Nicola Coughlan
Lady Whistledown: Julie Andrews
Lady Violet Bridgerton: Ruth Gemmell
Kraliçe Charlotte: Golda Rosheuvel
Bridgerton Karakter Analizleri
- SIMON BASSET:
Balo sezonunda evlilik arayışında olmayan bu yakışıklı adam, aslında bir an önce babasının işlerini hallederek İngiltere’yi terk etmek istemektedir. Fakat hırslı annelerin ve meraklı genç kızların gözdesi haline gelir. Ve ne yazık ki kendisini dinlemeyen Lady Danbury tarafından balolara katılmaya zorlanır. Sert görünümlü bir adam olan Simon, ayrıca Anthony Bridgerton’un Oxford zamanlarından arkadaşıdır.
- DAPHNE BRIDGERTON:
Bridgerton ailesinin en büyük kızları olan Daphne oldukça duygusal ve saf kalpli biridir. Balo Sezonunun gözdesi olarak Kraliçe’nin beğenisini kazanan genç kadın, annesi ve babası gibi bir aşk evliliği yapmak istemektedir. Oldukça güzel ve ilgi çekici olan Daphne sosyete tarafından çokça ilgi görür. Fakat ağabeyi Anthony yüzünden karşısına çıkan uygun adayları kaçırmak zorunda kalır. Sonrasında Hastings düküyle tanışana kadar…
- ANTHONY BRIDGERTON:
Bridgerton ailesinin en büyük çocukları olan Anthony, babalarının ölümünden sonra evin bütün sorumluluğunu devralmıştır. Oldukça yakışıklı ve zengin olan genç adam için bütün anneler ve genç kızlar fazlasıyla ilgili. Ancak o bir kadının ardından her şeyi kaybedecek kadar hırslıdır. Yani bu konularda başarılı olduğu pek söylenemez.
- ELOISE BRIDGERTON:
Dizinin en renkli kişiliği, feminist mücadelenin savunucusu, ailenin ikinci büyük kızıdır. Pek anlaşamadıkları aile Featheringtonların kızı Penelope ile yakın arkadaştır. Oldukça güzel ve akıllı olmasına rağmen evliliğe karışarak sosyetik bir çevreye yerleşmek istemez. Ailesine nazaran Eloise biraz zıt bir kişiliğe sahiptir. Evlilik yaşı her geçen gün yaklaşmasına rağmen o kaderinde çok daha büyük bir şey olduğuna inanmaktadır. Ayrıca Lady Whistledown’u arama mücadelesinde Kraliçe Charlotte ile çalışmıştır.
- PENELOPE FEATHERINGTON:
Featheringtonların en küçük kızı olan Penelope, keskin bir zekaya ve sıcacık bir kalbe sahiptir. Katıldığı balolarda sahnenin merkezinde yer almaktansa salonda sessizce durmayı tercih eder. Fakat bunda sosyetenin güzellik algısına uymayan bedenine yapılan eleştirilerin payı büyük. Ek olarak, en yakın arkadaşı Eloise haricinde kimseyle pek anlaşamaz.
- LADY WHISTLEDOWN:
Gossip Girl’e benzerliğiyle dikkat çeken Lady Whistledown, dedikodulara yer verdiği gazetesiyle adını tüm şehre duyurur. Herkes tarafından gerçek kimliği merak edilen bu kadın tüm dedikoduların kaynağıdır. Bu dedikodular sayesinde insanların olaylar karşısındaki görüşlerini rahatlıkla etkiler.
- LADY VIOLET BRIDGERTON:
Bridgerton ailesinin annesi Lady Violet, oldukça kibar ve saygılı bir kadındır. Oldukça aşık şekilde yürüttüğü evliliğinden doğan çocuklarını, babalarının ölümünden sonra bile büyük bir dikkatle yetiştirmiştir. Oldukça merhametli ve sıcak biridir. Fakat ailesinin başına gelebilecek kötü olaylar karşısında sert bir tutum takınmaktan geri kalmaz. Tüm çocuklarının aşk evliliği yapmasını isteyen anne Lady Danbur’nin yakın arkadaşıdır.
- KRALİÇE CHARLOTTE:
Zevk sahibi kraliçe mutsuz evliliğinden dolayı saray dışındaki genç kızların evlilikleriyle ilgilenir. Her şeye müdahale ederek istediğini yaptırmaya alışkın kraliçe, Lady Whistledown’un dedikodularından başta fazlasıyla hoşlanır. Ancak gittikçe yüz bulan bu dedikodu yazarı onu hedef alan yazılar yazmaya başlar. Buna karşılık Eloise Bridgerton ile buna bir çözüm bulmak konusunda anlaşırlar.
Bridgerton Dizisini Mutlaka İzlemeniz İçin 5 Neden
1- Irkçılığın olmadığı bir dünya sayesinde gerçekdışı hale gelse de bunu doğal bir şekilde ele aldıkları için başarılıdır.
2- Feminist söylemler ve ataerkil toplumlara eleştirisi sayesinde basit ve romantik bir dizinin bile daha anlamlı hale getirilebileceğini göstermiş.
3- Renkler o kadar pastel ve sade ki, izlerken kendinizi bir masalın içinde gibi hissediyorsunuz.
4- Müziklerden bahsetmezsek olmaz. Yeni şarkıların klasik versiyonları kullanılarak günümüze yakın tonda bir seyir zevki yaşanıyor.
5- Hem yarattığı aurayla hem müzikleriyle hem senaryosuyla hem de karakterleriyle sizleri oldukça rahatlatan ve aşka doyuran bir yapım olmuş.
Bu içerik de ilginizi çekebilir: Locke and Key İnceleme: Konusu ve Karakterleri (Spoiler Free)